Marazlı Şifacı
kızıl kirpiklerin var senin
bilmiyorsun
şafağa kadar yıldız otlatıyorlar
oysa sensiz
İzmir Ankara arasında
bir otobanda sürünen
yalnızlığımızı
topluyor topluyor
dağıtıyorum
denize bile fırlatılamamış
iki yüzükten biriyken
henüz zehirlenmemiş
saklı gizli hisli dudaklarının
merhemidir şu mey
bu yara hala açık
taze hatta kellifellidir
uyurken de uyanıkken de
hiç yaşanmamış
hiç kaybedilmemiş dahası
giderken kal dediğin
kalırken gidiveren kaptanın
dizlerinde sürgün
bir kürek mahkumuydu
o sürmeli koyun
fırtınadan önce de sonra da
olsun en sonunda
bütün olmuşların sebebidir aşk
belli ki mateme durmuşların
gülerken gülerken somurtuşların
olsun güldüğün geceleri de
ama ağladıklarını da biliyorum
beni düşündüğünü de
düşünmediğini de
sonraları çoğul
kitap sayfalarına saklı
sözcüklerden ulalı
şiirlerden kalbine
iniverdiğim gecelerden birinde
saz elli kızı everiverdi
intikamcı anası
hem de isteye isteye
kızmıyorum sadece
gözlerin diyorum
iki iri üzüm tanesi gibi
şifacımdır benim
onlar kurtaracak diye diye
lodos getirir anason kokularını
eski bir limanda sevişirken
ölen martılara
söner bir gün yangınlar
ruhu çıkar eski bir şalamadan
bütün ateşlerin
susa susa suya gider
iftiralara uğrayan kelimelerim
bitsin artık bu yangın
dokunma bana dokunma bana
dokunma bana
ŞİİR yeteri kadar dokundu zaten yüreğe şair çokça tebriklerimle