Marmara
Dün,geçmiş zaman evvelinde
Yatılı okuduğun okula uğradım
Hülya,Gülüfer,sen
tebeşir tozuna bulanmış bir çığlıkla
O gri koridorları inim inim inletiyordunuz
Kızıl akşamların ele avuca sığmaz neşesi ile
Öylece bakakaldım
yattığın odaya
O an içimde
Ne İzmir
Ne Bursa
Bir zeytin tanesi kalmıştı
demir tabağında
Bir lokma ekmek
küçücük yüreğin kadar
mis gibi Marmara vardı damağımda
Tebeşir tozuna
Mürekkep banıp
İçtik kahveyi
avukatla
Saat 20:05
Ucundayım yarı uyanık ölümlerin
Nereden soktuysan aklıma Yeşil Çınar dibinde mezarımı kazıyorum
Toprak ve Deniz
ne zaman rüzgar kokar?
Seyre dalıp izlediğin filmlerin
En meşhur kahramanı
Mavi gözlü adam
nasıl ağladıysa
bir iç savaş hüznü ile
Yitip giden sevdasına
Ben onca zaman
Kalın puntolu ünlem ile
kesmiştim bileğimi
Çok ağlamıştım
Bir yitik esrik gözlü yaşamı
Taş katı yüreğimde
Derisi incelmiş ellerimle
İmliyordum
"Nedene" bağlamıştım
en dibinde yaşamın
ve biteviye alışmaya çalışıyordum yokluğuna
Bunca satırdan sonra
sana cezaevine gelen mektuplardan birini okumak isterdim
Belki sakladın
belki de hiç bilmediğin anımsamadığın bir kuytuda
uyuyor
bilmiyorum
Sabrım
O kıvılcım hissini
anlama isteği
Bunu bana çok görme sakın!
Dedim ya
Benimkisi iyi satır
dizme telaşı işte
Yeni dönencenin
Hazan mevsiminde
Enlemesine yağsın yağmurlar
Rüzgar
Savursun seni
Milyon ton şu okyanusa.
Biraz geç kaldım bu değerli yaşanmışlıklara, affola kıymetli üstadım. Gönlünüze sağlık
Yüreğine sağlık üstadım güne düşen şiirinizi beğeniyle okudum tebrik eder hayırlı çalışmalar dilerim Allah’a
"Toprak ve Deniz, ne zaman rüzgar kokar?"
Bulutlara saklanmış bir yitik sevda Gelinciklere renk sızdırırken izini belli ediyor Yüreğine sağlık Cemal bey
Satırların Marmara kokulu uykusunda biraz hüzün kesiği biraz özlem rüzgarı ve sabra vuran iç yağmurlarla ne güzel akıyor şiir..
Selamlarımla Saygılar şairim
...