Marquez
I
kırmızı kumlu bir çölde yürümek isterdim
açtığım her kumdan kuyuyu
güneş ile kapatmak isterdim
çölde geceler çok kısa marquez
bir of çekiyorsun tan ağarıyor
güneşin her zerresini içince vücudun
anlıyorsun suyun ne kadar gereksiz
ama bir o kadar acımasız olabileceğini
kum tepelerinin yamacında
bir avuç gölge arıyorsun
içler acısı yalnızlığın öyle sarıyor ki seni
kıyafetlerini yerlere seriyorsun
seni gören kim var bilmek istemezsin
olsun marquez
insan çıplak doğmadı mı zaten
öyle ölsün
içinden geçen şeyleri bağırarak söyle
o zaman anlayacaksın
duyulmamazlık eşiği neymiş
düşlerle yıka bedenini
seraplarla da kurula
o zaman anlaşılır tüm günahların
II
bu bir piyano
hem de çölün ortasında
bu bir serap değil
çünkü kaybolmuyor ben yaklaştıkça
büyüyor sadece bir fil kadar
ince do ayaklarımın altında inliyor
ordan oraya korku ile yürüyorum
bir beste çalıyor çelimsiz ayaklarım
bu bir marş diyorum
ülkesi olmayan yetim bir marş
çok yazık
III
siyah ile beyaz tuşları
ayırdığını görüyorum marquez
sakın ayırma
sen bemolsün, sen de diyez deme
hiçbir bemolün hiçbir diyeze üstünlüğü yok
tam sesler yarım sesler olmadan yavan kalır
bütün notalar eşit
sadece tonları farklı
sen faşist misin marquez
ne olur olma
ölüm bile her canlıya eşit davranıyor
senin de ondan eksik kalır yanın yok
Ne olur olmasın 🙂
Teşekkürler.
Yazmışız
Yazmışız
Sona gelmişiz
Böyle blr biçimi yazdıran Faşist olur mu :)
👍