Mavi
öylesine çıksam dışarı şimdi
üstüme bir şey almadan
iliklerime işlese
hazanın yaprak sarartan soğuğu
ellerim cebimde
bir ıslık tuttursam
kaybolsam bilmediğim sokaklarda
otursam bir süre kaldırımda
üşümüş yavru bir kedi sığınsa
dizlerimle kaldırım arası boşluğa
aynı yokluğu paylaştığımızı anlarcasına sırnaşsa
bir sigara daha bitirsem üç nefeste
yüzüm avuçlarımda dalsam bir vakit
sonra
sustuklarımın dehlizi gece
sabaha dönse
karşı evin perdeleri aralansa
uykulu gözleri
gözlerime değse
dursak öylece
hani olmaz ya
son bir kez
görsem sadece
gamzesinin hâlâ mavi mi güldüğünü