Mavi Gözlerimde
Uçurumun kenarı Şahin çığlığında serçe yalvarmasıydı duam
Kömür cevherine bulanmış ellerim açılırken göğe
Pembe rüyalarda masmavi gökyüzü alıyordu gözlerimizi
Dalıyorduk denizin dibine...
Nefessiz geçtiğimiz o çağlarda
Yürüyormuş muyuz?
İçimizdeki garip ruh büyüyorken
Vurgun yemiş soluğumuz
Arkamızda devrimin yıkıntıları
Mamakta hücrem 3'e 4 saat 5i 5 geçmekte
Ezan okunuyor şafak uyanırken
Deniz dağ olmuş Hüseyin ağaç Yusuf rüzgar Mahir bulut
Faşist mekanizma adaletin terazisini bozmuş
Gözler kapalı
Kulaklar tıkalı
Hiç kimse bilmiyormuş kurulu tuzağı
Yalan propaganda peşinde kapitalizmin uşağı
Bir menekşem vardı saksıda
Mamakta kurtlu mercimeği yemezken
Köşesi kırık Bi de sazım vardı
Grevde ölen kardeşlerimize ağıt yaktığım
Yarı aç yarı tok geçen günlerde
Gün aşırı izbandot başçavuşun güç denemeleri üzerimizde
Kırıldı öyle bir günün dibinde dalım
İşkenceci saati vakit uçup gitsin diye sıkarken Azı dişlerimizi
Hiç zannetmezdim çocukken bukadar ezileceğimizi
Özgür olmak dileği ile taşlarken 9. Filoyu
Kafese koymuşlar bizi haberim yok
Su yok
Sabun yok
Yemek yok
Yastık yok
Yatak yok
Yorgan yok
İnsaf yok
İnsanlık gebeş müdürün dilinde
İnsanlık medeniyet dediğimiz o tek dişli canavarın çıkarları doğrultusunda ateşin içinde
Bu zalimliğe ses çıkaran yok
İşte öyle bir günün dibinde anladım baba olamayacağımı
Umut yok bu parmaklığın içinde
Kuş gagasında su misali ateşimize su serpiyordu aldığımız haberler
Ankara siyasalın 4. Senesi olacaktı bu sene
Kim bilir belki seneye kep atacaktık
14 ümüz kalmış dışarıda 9umuz da firari
Ülkemin 120 fidanını traşladı bir deli
Ben hercai Abbas kulunuz
Boynu kıldan ince başı dik
Gülhanede ceviz ağacı
Egede zeytin
Ülkemin kuzeyinde karlı ormanlarda kayın
Ormanım senin anlayacağın
Deniz Dağ olmuş Hüseyin Ağaç Yusuf rüzgar
Mahir Bulut
Mavi gözlerimde...
[Ben Ufuk ULUTÜRK,
Babamın hikayeleriyle büyüdüm ben.49yaşında baba oldu babam. 3 evladı vardı. 3ünü de okuttu. Hep okumayı öğütledi. Hiç baskı yapmadı ve bir görüşü dikte etmedi hiçbirimize. Ablam öğretmen, abim doktor, ben ise hemşireyim. Şimdi babamın ardından yazdığım bu şiirle bir nebze onu anmak ve o dönemde babamla aynı işkenceleri çeken insanların dili olmak istedim. Benim babam ölmeden 1 hafta önce bilincini kaybetti ve
'' Demiri toz ederler loy
Kan serperler gökyüzüne
Sevgiyi yoz ederler loy
Kül serperler kör gözüne'' türküsünü söyleyerek yoğunbakıma girdi. Peki bu neydi, nedendi. Hikayelerinde bahsettiği işkenceci başçavuş ezerken bedenini söylediği türküydü o. Benim babam mezun olmadı ama 3 ağaç dikti ülkesinin çorak mecralarına. Çok alacağım var bu ülkenin geçmişinden. babamla yaşayacağım zamanı çalanlara haram olsun.iki dünyada da gün görmesinler...
Saygılarımla]
Sağdı kiminin yolu
Soldu kiminin yolu
Sağdı hepsini memesinden hayat
Soldu çiçeklerin hepsi ... Nice acı çekti onlarca kişi... Onların yaşadıklarının ailelerine, çevrelerine yansıması bizim bugün ki pısırıklığımızın ve sindirilmişliğimizin temelini attılar o zaman yaptıkları kıyımlarla... Size bu izleri bıraktıysa, onların yaşadığı hayat bir de onları düşünmek lazım. Söz yetmez, tarif edilemez... Bu saatten sonra bizlerin diyeceği her şey boş... Babanıza rahmet dilerim. Ne mutlu o babaya ki böyle vefalı evlatları olmuş... Sağlıcakla...