Mavi Gözlü Dev
Bu şiir, 09.11.2015 tarihinde
günün şiiri seçilmiştir.
O mavi gözlü bir devdi,
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev,
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi,
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
Dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan ev...
Nazım Hikmet
Sevgili Necmi Dayan,
Yorumlarınızı okudum. Yazdıklarınızın bir çoğuna katılıyorum. Atatürk ve ilkelerini, devrimlerini bu kadar güzel anlattıktan ve günümüzle karşılaştırdıktan sonra bu yazdığınız sanırım o ana kadar yazdıklarınızı gölgede bırakmaya yetti!
Demişsiniz ki; "Nazımla demem o ki ne alakası var 10 Kasım 1938' in? "
Neden Nazım? Neden Mavi Gözlü Dev? (Ayrıca; Şiir sayfasında makale ya da Atatürk'ün nutkundan bölüm olabilir mi?)
Sanırım ilk iki soru sizin anlattıklarınız aslında tam cevabı oluyor!
Ayrıca;
Atatürk'ün ölüm yıl dönümü nedeniyle açtığımız foruma katılmanızı ve orada bu değerli fikirlerinizi de aktarmanızı beklerdik. Belki de bu yorumlarınız da asıl yeri orasıydı...
Biz Şiirkolik olarak; Atatürk ilke ve inkilaplarına, Laik düzene, Cumhuriyetimize sonuna kadar sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü Ata'mızın bize bir emaneti var. Ona sonsuza kadar sahip çıkacağız.
Neden Nazım? Neden Mavi Gözlü Dev?
İkisi de bugünü en güzel anlatanlardır. Ki bu da Ulu Önder Atatürk'ümüze en yakışanıdır diye düşünüyoruz.
30 Ağustoslarda, 29 Ekimlerde ne yapmaya devam ediyorsak 10 Kasımlarda da aynen devam edeceğiz demiyorum!
Biz her gün onun ilkeleriyleyiz.
Sevgiler...
bugün ebedi istirahatgatindaki kalabalığı, gözyaşını, haykırışları, bizlere emanet ettiğin her şeye sahip çıkışımızı görsen bizimle bir kez daha gurur duyardın..
Ey Türk' ün tarihinde ve gönlünde ebediyen yaşayan Mavi gözlü dev Rahat uyu
3/ Üniversite sınavlarında bilmem kaçıncı sıraya kadar başarılı olan çocuklar batılı uyanıklar tarafından takip edilirler. Çoğunu alıp götürürler. Altlarına araba yatacakları dayalı döşeli ev aylık maaş ve sundukları olanaklarla bu gençleri sözde eğitirlerken beyinlerini yıkarlar. Bu gençler yükselirler. Mühendis uzman makine bilgisayar yazılım alanlarında sivrilirler. Bu gençleri dünyanın her tarafına gönderirler. Bu gençler batı kültürünü batı demokrasisini batı kilisesini en güzel şekilde pazarlarlar batı bilimi ve bilgisiyle. Ulusunda yönetici olurlar. Halkı sever görünürler. Kanunların çıkmasına eğitimin şöyle olması daha iyi olur demelerine kadar yardımcı ve işgüzar olurlar...
Neyse. Bu günlerde çok neyselerim oluyorum. Nazımla demem o ki ne alakası var 10 Kasım 1938' in? Eğer nazımın şu yukarıda yazılan satırlarıysa çünkü şiir değildir kel alaka...
Demem o ki; bu yazının yerine Ataürk' ün Nutku' undan bir alıntı yapılsaydı daha iyi olurdu kanımca. Ya da bir arkadaşın güzel bir makalesi olabilirdi...
sevgilerle...
2/
Koçsa sabancısa ürettikleri otolarla çamaşır makinalarıyla dışa bağımlı ortaklıklarıyla cukkayı cukkalarken devlete bir kaç trilyon vergi ödemekle övünürlerken batıyı aslında zengin ettiklerini herkes bilir mi?
Şu övünülen yolların otobanların alt yapısında batı sermayesi yatar mesela. Neden? Ben der batı paranı vereceğim yollarını yapacağım ama o yollarda dolaşan otomobilleri benden alacaksın. Yollar yapılır. Batının yapım hatası sacı ince güvenliği sözde olan otomobilleri yapılan yollarda cirit atarlarken en küçük kazada bu otomobiller ezim ezim ezilirlerken kimsenin usuna gelmez otomobillerin çürük ve hatalı olduğu...
Batı tren yollarını döşettirmez mesela. İşine gelmez. Tren yolları ki hem taşımacılığı hem de sınırdan sınıra ulaşımı kolaylaştırır. Sanayidir tren yolları. Batı sanayileşmeni istemez.
Hangi eğitim? Hangi bilim hangi teknik. Ulusun gencecik evlatları göl kıyılarında evlerinde ölü bulunurlarken, etiketi yapıştırırlar. Bunalıma girdi. Çünkü savaş uçakların ağır silahların olmayacak. Senin beynin çalışmayacak işlemeyecek. İşlerse bana rakip olursun. Rakip olursan güçlenirsin.
1/
Dev gibi gökdelenler yapıp, bilmem kaç kilometre yollar döküp, parklar bahçeler düzenleyip, dağ taş tarihi eser orman demeyip üstüne üstlük paraya para da demeyip zenginliklerini yabancı sermayenin kapitalizmin sevdasına borçlu olup, bu sevdayla yatıp kalkanların ulusu muyuz değil miyiz? Kocaman alış-veriş merkezleri açıp bu alış-veriş merkezlerine Türkçe' ye Türk diline hakaret ede ede yabancı isimlerle dolu dükkanlar doldurup dolara yuroya Allah' a tapar gibi tapıp ve Türk parasının değerini düşüre düşüre bu yabancı paralar karşısında oyuncak edip ve tüm bunları çıkarları uğruna yapanların ulusunda ulus ve Atatürk düşüncesi ne anlama gelir?
Hangi ağır sanayii hangi tarım? Batılı toprağını ekme der. Çiftçinin yıllık masrafını öder. Buğday ve kuru bakliyat batı endekslidir artık. Batı tütünün çayın şekerin benim der. Şu kadar kilo ekip biçeceksin gerisini benden alacaksın der. Tutup Ulusun Tekelini İngilize Amerikalıya Japona satarsınız kendilerinin bile içmediği sigarayı siz için derler. Ulusun haberleşme kanalını elin arabına fransızına satarsınız halkın iletişimi batıya bağımlıdır artık.