Mavi Sis Ve İstanbul
Sen ayrı bir umutsun, yüreğimde yeşeren
Başka bir mavisin işte gökyüzümü süsleyen
Ve hiç görülmemiş bir yıldız gecenin karanlığında
Adınla başlayan her cümle bir başka güzel
Falanca bir ömrün lâle devrinde
Seninle İstanbul'un puslu telaşı
Üzerimize yağan dumanlı isi bile masalsı
Tek odalı eski bir ev saray seninle
Sabah kahvaltılarında yediğim biraz peynir, ekmek
Ve üç beş zeytin en kral sofralara bedel
Yeni/yeni alışmaya başladığım bisikletim
Son model beyaz bir araba
Ve sen yanımda
Benimlesin
Saçların akarken omzundan gökkuşağı edasıyla
Attığın kahkahalar yaşam iksiri gibi
Ve bazen sebepsizce döktüğün gözyaşlarıyla karışıyor
Anadolu'nun kurak topraklarına
Sıcacık gülüşün siliyor
Yıkılan kentlerin acılarını
Suskun bir gülü giyiniyorsun bir gün
Ertesi gün bir dut ağacında neşeyle öten bülbül gibisin
Hangi mevsimi sürsen dudağına
Kırk iki yaşıma esen
Yedi iklimsin
Hangi yüzünü görsem de zaten
Ay ve güneşsin
Düşünüyorum da;
Belki de hayat bana bütün kaş çatışlara inat
İlk kez tebessüm etti
Doğrusu ve yanlışıyla yaşanmışlıkları bir bavula tıkarak
Yolcusuz bir geminin ambarına kilitleyip
Sislerin arasını açarak dönüşü olmayan bir yolculuğa
Uğurlamamı bekledi
Gel şimdi İstanbul'um
Seninle
Bir yelkenlinin güvertesinden
El sallayalım son kez Üsküdar'a, Kabataş'a
Bir de Sadri baba selamı çakalım
Kıralım dümeni ve savuralım
Merhaba diyelim
Martılara ve yunuslara
Karışıp akıntısına boğazın
Öyle bir kaybolalım ki
Bilmeyelim hangi şehrin limanında öleceğimizi
Ve gömüleceğimizi hangi okyanusa...
(Bir daha asla ellerini ayırma ellerimden, nefesini nefesimden
Gözlerini gözlerimden sevgilim...Gözlerini....)
şiir fon yorum tam bir sacrak bacağı oluşturmuş doyumsuz bir keyif verdi okurken ve dinlerken
incileriniz bol olsun Dursun bey tebrikler şelale.
Gel şimdi İstanbul'um Seninle Bir yelkenlinin güvertesinden El sallayalım son kez Üsküdar'a, Kabataş'a Bir de Sadri baba selamı çakalım Kıralım dümeni ve savuralım Merhaba diyelim Martılara ve yunuslara Karışıp akıntısına boğazın😙
Güzel dizeler kutlarım Hasan bey içtenlikle...
Gel şimdi İstanbul´um Seninle Bir yelkenlinin güvertesinden El sallayalım son kez Üsküdar´a, KabataşÂ´a Bir de Sadri baba selamı çakalım Kıralım dümeni ve savuralım Merhaba diyelim Martılara ve yunuslara Karışıp akıntısına boğazın Öyle bir kaybolalım ki Bilmeyelim hangi şehrin limanında öleceğimizi Ve gömüleceğimizi hangi okyanusa...
(Bir daha asla ellerini ayırma ellerimden, nefesini nefesimden Gözlerini gözlerimden sevgilim...Gözlerini....) İSTANBULUN VE AŞKLARININ TADI BAŞKADIR DEDİRTEN BİR ŞİİR OKUDUM .KUTLARIM SEVGİLİ DOST BİR DAHA ELLER AYRILMASIN
+ -
Hangi mevsimi sürsen dudağına Kırk iki yaşıma esen Yedi iklimsin Hangi yüzünü görsem de zaten Ay ve güneşsin
Şiir tadından güzel çalışmandan dolayı
Kutlarım Hasan bey