Mavimsi Tırnaklara
o masal sizin de olabilirdi
benimdir diye sahiplenişim belki kulağıma üflenen nefesin yakışıdır tenimi
mest eden bir yalanın prensi olmak
çocuk düşleri çatılırken tüfek misali dimağa ve giyinirken o süslü hayal urbalarını
çorak ülkenin kırsallarını pembeleştirirken hele o malum asa dokunuşlarıyla ama sert ama naif
rengini değiştirip iklimlerin
mevsimlerden kışı çıkarmak nasıl bir iç çekişiydi, tanrısal
ve tepeden bakmak yeniden yaradılışa
böyle büyümek
eşyanın tabiatının bu olduğunu zannederek
ve masalın yükünü omuzlayıp, ayıklamak yer kabuğundaki tüm kötü dikenleri
mümkündü elbette ;
elbet aynı masalı dinleseydik
ya da her anadan Şems doğsaydı
ya da bir Deniz
o zaman bozardık tüm hücreleri
kum kaleleri gibi
midye yuvalarına bırakırdık o ıssız sahili
umut eşelerdik
yorgun mahpushane duvarlarına
kah şiir yazardık
kah küçük bir öykü çocuk düşlerinden çaldığımız
beşik kadar yalın
zıbın kadar kirsiz, türkü ederdik memesiz çocuk çığlıklarını
ve biçimlendirirken yeni bir kaftanı
çocuk bedenlerine
asayı bırakırdık usul usul
küçük avucun
mavimsi tırnaklarına....
elbet aynı masalı dinleseydik ya da her anadan Şems doğsaydı ya da bir Deniz
tebrikler şair
asayı bırakırdık usul usul küçük avucun mavimsi tırnaklarına..
tebriklerimle
👍👍👍