Medcezir
Düşün ki
Hudutsuz bir kentin siyahından aşağı iniyorum
Alaturka yalnızlıklar çevirmiş aykırı düşleri
Sen zulada trajik alıntılar zamanıyla susuyorum
Tek bir ruhun kapısı açık değildir sağanak aşka
Tümsekleri yüksek acılara takılmıştır umutlar
Say ki hüznün yırtık yerinden akıyorum sana
Sırtımda şarapnel parçasıyla ölmüş bir çocuktur gece
Gözlerimden geçiyordur yalnızlığının tren seferleri
Konuşsam kekeme kederlerin alfabesi anlatır kayıplarımı
Dengesini yitirmiş sözcükler boğulur
Bütün ana cümleler toplanmıştır dilimin sürçen yerine
Manasızlığın mezarlığına defnediyordur hayatın anlamını
Düşün ki
İcat edilmemiş acıların keşfedilmesini bekleyen bir dervişim
Alnımın çatısında sürgün kuşlar beslenirken öğrenmişim uçmayı
Aklımın denizinde gözlerinin rengine bata çıka giden gemiler
Çoktan olmayışının senfonik medceziri
Solmuştur
Vazoda sevdana dair kurak bir çöl mevsimiyle tutunan ben çiçeği
Sayfalara kalbin diye yazdığım şiirler
Güvercin mektuplarıyla göçmüştür kirpiklerinin ülkesine
Aynı yörüngenin farklı sesleri uğuldar evrenin yüreğinde
Lâkin
Sevda açan bir gelinciğin hikâyesine kadardır hayât
Tebrikler şaire...