Medet
cennet ağacıyken
kuruyup cinnet ağacı olan
kaç adamın gölgesi var
dizlerinin dibinde
al işte buyur yer yüzü ıssız
karşılıksız zulüm tarlası
gökyüzü hep cümbüş
ellerin ihanetidir
yüze vurulmuş su
güneşsiz sabah
sislerin içinde gezinen
ölü bir erguvan
bazen Tanrıdan gelir/iz
bazen Tanrıya gider
sürüngen kovalayan
bir dağ ispinozu
avuçlarımda nefesin
kül rengi akşam
saçlarında tel tel ayrılık
hangi cevherden vazgeçirir
derinlik korkusu
yağmur sonrası
renklerin toplandığı yer
şiir deniz ve gökyüzü
sevgilim penceremde buğu
saksı çiçeğimde çiğ
bozkır ayazında şehir
aşka koşan çocuk
cümleten yorgunuz artık