Mektup

sabahları üzerini örterken ayrılıklar
"yapacak bir şey yok"lar yankılanıyor uzaktan
halbuki bir adı olsaydı ayrılığın
saatleri başka gece yarılarına kurup kurup
atlamazdım rüyalarımı
umutlarım vardı
şerefine diye başlayan cümleler
dolunay çizip kaçtığım geceler.


tüm mektup sonlarımı
"sana anlatacaklarım var"diye bitirip
başka bir dilin heyecanıyla
pasaportumu aranıyorum odamda
sonra en uzak ülkeyi seçiyorum haritadan
bir mektup ulaşmadan sana
çoktan düşmüş oluyorum yollara


otobüsler kalktığında
gemiler demir aldığında
önce hep ben özlüyorum seni
aklıma yağmurlu bir Norveç sabahı geliyor nedensiz
sonra memleketimi özlüyorum
papatyalar diyorum,papatyaları özlüyorum,
hatırına susuyorum.


kandırdığımız çocuklar aklımda bu ara
çünkü bende
ta bin bir gece öncesinde uyutulmuş bir çocuktum aslında


bütün düşlerimi tekrar yargılarken çocuk gözlerin karşısında
papatyaların hatırı geliyor aklıma
bir ülkede sağanak başlıyor
bense bir otel odasında
pasaportumu aranıyorum.


"halbuki çocuk uyuyup kalmasaydın
masalların sonunun mutlu bitmediğini bilirdin"


yolların bitmesine yakın amansızca panikliyorum
bir vesikalık takıyorum yakama
saçların ellerin gözlerin
seni tarif ederken yakalanıyorum suçüstü
ıssız tenha
bir tren garında
bir hava limanında
arkamdan defalarca el salladığın yerde tutuklanıyorum


yine tam vardım sandığımda sana
sen bir varsın bir yoksun

13 Ekim 2012 19 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar