Melda Öğretmenim Şahsında Tüm Öğretmenlerime

Melda öğretmenim şahsında tüm öğretmenlerime...

ağır yaralı geceye
sığınırken kimliksiz korkak gölgeler
dudaklarımda ki tutsak intikam sızıyor
dudaklarında ki çığlık suskunluklara
ne çok kanamışım, sevi bıçağının kestiği
miadı dolmuş kalp yarasından
yokluğunca avuçlarımda birikmiş
eşgali belirsiz bakışlarımda
kasvetli bir unutkanlık uykusu
sıyırırken ruhumu yavaşça bendenimden
kuru sıkı akşamın çırpınan son ışıkları
ruhsuz bir bedende mahsur kalmış
dayanılmaz felçli sancısın şimdi
sessiz sessiz alacanım
yine içime tuzlu bir ağıt tutunuyor, hoyratça
uykularıma girmemiş sensiz rüyalara inat
senli bir iç geçiriyorum sarsak ruhuma
yine devingen serseri acıların
mayınlarına basıyorum
kaybolmuşluğun kararti gecelerinde
biliyorum sır tutmaz artık bu yara
ne kadar saklasam da
hep sen kanar tenha ömrümün koynuna
ayak sesleri susarken sokaklarda
kalabalık bir yalnızlık düşer kucağıma
gözlerime bir tohum eker
dilimde ürperen paslı, metal çığlıklarım
şiirlerde ateşlere verirken kendimi
tutuşan ruhumdan
tutam tutam koparırım seni
özlenmiş kokular getirir
saçlarından buseler almış rüzgarlar
erguvan bulutlar dökerken morlarını
mavisi geceye dönen evrenin sonsuzluğuna
ince ıslık sesinde bir yol bulurum
dallarına taze umut yürümüş, kurşini sevdaya
gözlerine bir yudum deniz dökülmüş
bir yüz gülümser bana
tozlu bir çerçevede, yılların tutsaklığından usanmış
yüreğimin yaftasına kazınmış
duvakları yosunlu hatıralar sızarken
tekil yalnızlık akşamlarına
acılardan devşirilmiş bir ömür
vuruluken koygun harflerle bu dizelerde
hiç gelmeyecek vuslatın, kırk ikindi yağmurlarında
çiçeklenir taze hayaller
salkım saçak
yine o meçhul ateşin isindeki sızı, kabuk bağlar
çiçeklenen hayallerin etrafına
keşfedilmemiş yaralarda birikirken ağrılar
tutuşurken içli bir ney sesinde
sensizliğime ettiğim beddualar
görünmezliklerde kırılır kirpiklerimin okları
gözlerimden çalınmış pimi çekik bakışlarımı
asarken kör bir kurşun sesine
yaslı gecelerin hüznünü ekiyorum
naftalin kokan hatıraların sarısına
hançerli yaramın önünde iki secde feryada durup
sulu sepken yangını, körüklerken gece boyu
sorgusuz nesnel düşlemlerle
ipi kopmuş bir uçurtma şimdi ruhum
uçuşuyor sensizliğin sonsuzluğunda
uçuşuyor feri kesik gözlerimde
taze bir sabah yarasında
üşürken sürmeli duygularımın sol yanı
bir rüzgara içirip harfleri
sana bu şiiri yolluyorum
sus ve kapa şimdi, bahar gözlerini
aç yüreğinin kelepçelerini
masum bir çocuk sevgisiyle kutsanmış
tomurcuk bir güneş gönderiyorum
beyaz, aydınlık, tebeşir kokan düşlerine





Utku Aksu 13.01.2009 00:18 Detmold





Bu şiir sevgili Melda öğretmenime ithafımdır.

23 Kasım 2015 39 şiiri var.
Yorumlar (1)