Menekşeler Kuruyunca
Kendi şehrinde tutsak iki beden
Biri kireç boyalı müstakil gecekondu mahallesinde
Pencere önünde saksıda menekşe
Biri Cahalloğlunda belediye parkında
Beton saksıda sarı-siyah çuha
Sanki örüşmüş binlerce sarmaşık
Bitmez tükenmez yıl zaman
Kurumuş toprak
Çingen çocuğu misali neşeli baharlar uyduruyorum mutsuzluğa
Kır zincirleri diyorum doğa
Uyan uyuyan Güneşle her şafakta
Ağla ağla ki doysun susuzluğuna toprak
O kadar dar o kadar yakın ki
Sanki özgürlük zindanında iki çınar
Birbirine hasret iki beden iki ruh kavuşamayız
Hangi edat birleştirir ki bizi birbirimize
Bağlaç demiyorum dikkat et!
Hangi ilgeç kavuşturur seni bana
Yoksunluğunu hissettikçe gözlerim açılıyor gecenin içinde
Bir sabah
Bir sabah diyorum uyandığımda Dudaklarımda tadın
Günaydın tebessümüyle uyandırır beni ah o dünyaları feda ettiğim kadın.
Evrenin içinde Bi yerde Bi zaman döngüsü
Lütfedilmiş yaşamlar arasında Bi tutsak
İnanç - kavram kavgasında Bi kuram
Feda edilmiş insanlar
İşte bu bizim psişik zamanımız
Her gün tekrarlayan
Söylediğini duymayan, duyduğunu yormayan
İçindeki tüm sevdayı öldürüp
Tüm menekşeler i kurutacağını bildiği halde
Israrla o lanetolası pis çatal diliyle tıslayan ben
Nasıl kıydım onca menekşeye...
Nasıl edep edip susturmadım o kopası dilimi
Şimdi tüm pişmanlıklara inat
Dur demiyorum gidişine
Ket vurup aptallığıma
Serde yiğitlik var deyip
O koskoca burnumdan kıl aldırmıyorum ya
Vay benim bu halime
Ah güzelim bilirim bilirsin beni
Oku cümlelerimi
O kadar pişmanım ki
Affet şu rezili..
Tebrik ederim
Her şiirde biraz daha güzellik katarak, keyifle okuma fırsatı buluyorum
Kutlarım .