Merhaba İstanbul
Usulca geliyor sonbahar,
Laleli'de bir pazar yalnızlığı.
Eminönü balıkçıları ıslak.
Kördüğüm bir trafik!
Kapalı çarşıya bakıyor Sultanahmet
Ayasofya ışıklarını dikmiş gökyüzüne
Aya İrin kilisesi , Ayasofya'ya kısık gözlerle bakıyor.
Gözyaşları akıyor Sultan üçüncü Ahmet çeşmesinin,
Akıyor da doluyor Hürrem Sultan hamamına...
Yenikapı' dan kalkan vapurla,
Elimde ince belli bir bardak, dumanı üstünde tüten çayım
Ve karşıda saçlarını denize vuran Kız Kulesini izliyorum.
Yamalı pantolonlarını gizleyen çocuğun siyah elleri
Bir çingenenin klarnetinde gizli hikayeleri!
Pembe panjurlu ev hayali kuran sevgililerin,
Simit yalnızlığısın sen, martıların ağzında kalan son lokmalarıyla...
Merhaba İstanbul!
Adın yalnızlık kalsın, şehrimde ince sızın
Sana kucak açan onca şairlerin, satırlarında bir yabancısın...
Beni ve herkesi içine çeken İstanbul'umuza merhabalar... Ben onurlu tarihine tutunarak buluyorum kendimi. Sonsuz tebrikler Uğur bey, kutlarım. Saygılarımla İoannis Bozikis
Şair gözüyle İstanbul bir başka oluyor kutlarım Uğur bey
"...bu şehir o eski İstanbul mudur?..."
Attila İlhan bir şiirinde böyle seslenmişti. Evet özlüyoruz,o mis gibi Marmara kokusunu,eski Erenköy’ü,Bostancı’yı, Caddebostan’ı,mevsim sonbahar kalmışsa yine de Kalamış’da gün batımı kalmıştır .
Güzel bir şiir okudum
Kutlarım .