Mermer
ölü bir gül yaprağını taşıyorum gömlek cebimde
çünkü dilim kuruyor aşka koştuğumda
١.
y a l n ı z c a
ellerim kirlenmiyor böğürtlen toplarken
kuş avlarken Davut’tan kalma sapanla
ruhumda kirleniyor apansız
korularda yürürken okuduğum kitapların
birer suç aleti olduğunun farkındayım elbet
saçlarımı tararken kibirlendiğim vakitler
uykudan terli bir telaşla uyandığım geceler
büsbütün tetikliyor işlediğim cinayetleri
karanlık bir sokağı takıyorum omuzlarıma
٢.
ölü bir gül yaprağını taşıyorum gömlek cebimde
çocuklar sokakta düşler kuruyor çünkü
günü kurtarma derdindeki işçilerin
yastık altı düşlerinden habersiz
’merhaba’ diyor camii avlusundaki güvercinler
bir ben duyuyorum onları birde Allah
gözlerimi kısıp bağırıyorum boşluğa
gül kokuyor baktığım her yer
٣.
g ü n / ahsız tamamlanmıyor bir türlü gençlik ve aşk
gizemli bir yanılgıdan ibaret oysa
gül yaprağının ölüsünden yayılan koku
soğutmuyor içimdeki elemi
gül yaprağının kokusu
bağırıyorum boşluğa çünkü yok orda Allah
çünkü ölü bir gül yaprağıyla uyanıyorum
٤.
y a l a n s ı z c a geçilen bir ömür
kavrar tenimde paslanmış hançerin tadını
ki hançer papaz eriği tadında
ve gül kokuyor tenim
koyun koyuna ölürken
٥.
kızıl bir ejderi uyandırıyor kalbimin gürültüsü
bahar ve aşk başa belaymış anladım
anladım ekşimiş içilmeye içilmeye sular
٦.
b/aşka bakıyorum çünkü
kanat çırpıyor gökyüzünde kuşlar
b/aşk bakıyorum çünkü
kan kesildi damardan
ellerim mermer
Şiirin girişi ve hz. Davut benzetmesi oldukça başarılıydı.. tebrik ediyorum..