Mevkileriyle Köyümüz Kozayağı Eskiye Dönük
Köyümüz Kozayağı
Adı ceviz ayağı
Tarlaları herg yapar
Demirden gaz ayağı
İdris dağı dibinde
Derenin göbeğinde
Su destisi ayazlar
Tınazın höbeğinde
Çağlayıktan su çağlar
Aşıklar yanar ağlar
Az aşağı inince
Derede yeşil bağlar
Çetin tırkaz deresi
İki taşın arası
Yıllardır göremedim
Oldu hasret yarası
Dağda gavur galesi
Yıkılmış yok gulesi
Daş bunarın suyunun
Daş arası lülesi
Sırtta uyuzun mezer
Sırtında çoban gezer
Gara kuşlar havada
Goyun guzuyu süzer
Gara oluk çömleği
Çoktur mantar evleği
Fırınlarda gavrulur
Köy somunu gevreği
Ağlar gelin gayası
Yanı goyun sayası
Gaya rengini almış
Gelinlikten boyası
Gamışlı bük büktedir
Bağlardan yüksektedir
Yünlerden yatak yorgan
Sandıklarda yüktedir
Gerdemede terelik
Fışkın söğüt selelik
Bahça bostan miyvadan
Topluyorduk filelik
Garamanın deresi
Değirmenler yöresi
Dağdaki ağılların
Can yakıyor piresi
Köy yanında daş keslik
Çiğdem yolmak heveslik
Damın içinde olur
Tavıklara kümeslik
Orta yamaç harmanlar
Meşeliktir ormanlar
Anamızın elinde
Yün eğirir kirmanlar
Yüksek İbiş aggaya
Giderim ora yaya
Avucu daldırırım
Çaygarada ki suya
Yaylaymış eski yayla
Çevir etrafı gıyla
Eski yaylaya doğru
Sürüyü yayda boyla
Atinni ini ünlü
İninin içi bunlu
Gırklığı al eline
Goyunun sırtı yünlü
Garşıda ıccag gaya
Pideye gucak gaya
Adı gelir buradan
Dedeme sıcag gaya
Dölü seç horguyanda
Meleşir guzu yanda
Goyun guzu ayrılır
Döl seçildiği anda
Dikmenlikte tek meşe
Köye veriyor neşe
Davul sin sin çalıyor
Topları at ateşe
Mezerlikte bekerik
Bostan beller ekerik
Tarlalar sapla dolmuş
Harmanlara çekerik
Çayırlarım örenim
Şebite bal dürenim
Karşı yöne bakınca
Asarcığı görenim
Gümüşlayi yazarım
Gök sıvayı gazarım
Kaleciğe kurulur
Salı günü pazarım
Yazı garlık gediği
Gaynatırım hediği
Baharın ağaçlardan
Gavlatırım düdüğü
Gara ağacın önü
Kuzeye doğru yönü
Şinniklere def olur
Tiftik keçinin gönü
Armıtlada armıtlar
Harp gapan armıt toplar
Çördükleri sararmış
Doluyor bakır gaplar
Duzla gayası duzlu
Dağların suyu buzlu
Toprak keçi yolundan
Yel eser tozlu tozlu
Çıngıl dayıkta bunar
Harman savuran yanar
Bebeler cobutlarla
Harmana suyu sunar
Okçuda gara yazı
Avcı yanında tazı
Düğünlerde dinleriz
Köy odasında sazı
Muratça dayli bunar
Boz yerim beni anar
Sığırcıklar uçuşur
Gavak dalına gonar
Gatır benin çayırı
Gezdim gara bayırı
Yol çişmeye verilir
İnananın hayırı
Bağlarda gara daşda
Esbabı yıka gışta
Soğan gelir sufraya
Darhana doğga aşda
Ulusurda bosdanlar
Yakılıyor destanlar
Ancak bu yazılanı
Yaşayan dostlar anlar
Yolda Türkmen mezeri
Yolumuzun üzeri
Samanlı ekinlere
Çalkalarız gözeri
Tomanın bunar yeri
Harmanın konar yeri
Vatan görevi yapar
Kozayağının eri
Alavandan Avdandan
Köye bakarım dağdan
Bahar gelmiş bilirim
Tarlalarda ki tavdan
Abdurrahman dedede
Elmacık az ötede
Bebeler oyun oynar
Topraklığın tepede
Düştü pisin gırağı
Sardı yeşil yaprağı
Pekmezlerin mayası
Türü dişli toprağı
Mazı topla gorudan
Bal alırsın arıdan
Değirmene su akar
Oluk denen borudan
Ahlat,Sarı,Gum dede
Gövercinlik de göde
Ses açar tere yağı
Bazlamaya çal yede
Nohut biter yar özde
Gavrulur sacda közde
Ayalama kürüyor
Damlarda kar'ı bizde
Su akıyor şar şardan
Soğuk dokunur burdan
Şar şarda sıra bende
Çabuk gaçılın ordan
Ambar gaya ambarlı
Kaya kökü damarlı
Köyün yiğit gençleri
Hem edebli hem arlı
Cevizla,ganlı gaya
Yatırı şanlı gaya
Patısgaya işlenen
İplik rengi kök boya
Çoturanın gavakdan
Çöp süzülür savakdan
Çok yokuş yorulurum
Sulucine varmakdan
Emir çayırı erin
Guyusu pekte derin
Gölgesinde yatmaya
Ahlat gölgesi serin
Coşuyor harman çayı
Bükerim daldan yayı
Gurban kesip verilir
Fakıra gurban payı
Keleşgarı bir çişme
Çişme başını işme
Ayanın daşa çıkıp
Daşdan aşağı düşme
Büngüldeyik beş lüle
Suları gelir dile
Sağanak yağmurlarda
Gapılma azgın sele
Han ardı goç yatağı
Dikenli bıtırağı
Kemikten yapılırdı
Eskiden baş darağı
Söğütlüktür güngörmez
Gölgeden güneş görmez
Daşda gartal yuvası
Ganat açar yürümez
Sinnenin yeri kutlu
Cuma gün suyu sütlü
Söğütlü bunar altı
Çayır çiçekli otlu
Sidalinin su bendi
Değirmen yaptı gendi
Su aktı değirmene
Değirmende çark döndü
Tozuyor tozlu burun
Toza girmeyin durun
En güzel ikramlarla
Gonukları doyurun
Yokuşu dik gabarma
Hırsa girip gubarma
Söküğüme yamalık
Diker anam urbama
Güm güm bunar gümlenir
Suyundan çay demlenir
Ayağı çepellenmiş
Börtü böcek yemlenir
Menevşelik menevşe
Kokusu güzel gevşe
Garnı doyan goyunlar
Yatar gelir gevişe
Yazının dikmenliği
Daş dolu bel kemiği
Gazan,cami inleri
Eski zaman kimliği
İdris dağında pöyrek
Uzak giderim seyrek
Tırpanı bilemeye
Bileği daşı gayrak
Yeni goru sık meşe
Davşan keklik peş peşe
Yamacı guza bakar
Küskün durur güneşe
Düzdedir yazı bağı
Görür garşıdan dağı
Eskiden Kızılişşik
Yörüklerin otağı
Derelerden atmaca
Kepir toprak tutmaca
Çaydan atlar geçersin
Köy yanında yamaca
Köydeki çayın başı
Su yıkar parlak daşı
Ağaçlara yapılır
Bahar ayında aşı
Uzun arktan su gelir
Bosdanlar gülüverir
Bir hafta sulamazsan
Fasille ölüverir
Çaylarda çay balığı
Sudan alır soluğu
Gayaları gırmaya
Getir goca külüğü
Cin değirmen cinmidir
Sarp gayalık inmidir
Kıldan keçe,kepenek
Çobanlara yenmidir
Çok uzak yurt çukurca
Yolu biraz çakılca
Eskiden naylon yoktu
Sergende gap bakırca
Ortada köy odası
Olur düğünün hası
Sin sin oynar yakılır
Damatların gınası
Güneşladir dam ardı
Gızlar notak gurardı
Yolda selam verilir
Herkes hatır sorardı
Çaparcanın çayı az
Suyu kesilir her yaz
Al eline gazmayı
Suyun arklarını gaz
Çakmaklının sırt derler
Daşı keskin dert derler
Köyümün insanları
Bu köy bize yurt derler
Arpalık altı köyün
Cınnag tolayıp yeyin
Unuttuğum yer varsa
Yazanı af eyleyin
Köyüm yurdum baş tacı
Bahça gıysı milacı
Hasta olup yatanın
Kekik otu ilacı
Yeni köy çatılıdır
Dişlide tapuludur
Ay ışık vermiyorsa
Bir bakın tutuludur
İrfan Çelik köylüdür
Huyu köylü huyludur
Aslını inkar etmez
O bir yörük soyludur
29-30/2011
Köyümüzün eski şivesi ile yazmaya çalıştım.
yüreğine kalemine sağlık abim
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
👍👍👍gönlüne yüreğine sağlık yörük ağam, hem köyünü tanıdım hem unuttuğum sözcükler çıkıp geldi dağarcıktan dilime,,, varol.