Mevlâna Rüyâsı
Dün Mevlâna'yı gördüm düşümde,
Belki inanmayacaksınız ama,
Gerçekten konuştu benimle.
Bana: ?Ey çocuk, gel dize?
?Ağzındaki ballı söze kanarsın?,
?Gönül yolunu bil, n'iye dalarsın bu oyuna??
'Hadi, sen de çık böylece düze! ? diyordu tüm haşmetiyle,
Şanı yüce, haşmetli hüdavendigâr.
Birgün sen de, Mevlâna'yı göreceksin düşünde,
İnanmayacaksın belki ama, sahiden konuşacak seninle.
Tek şartı var söyleşmeye,
Barışık olup kendinle, özün sözünde olacak,
Sözünde özünü görecek bilge,
Ne yücede kalacak gönül, ne de düşür kendini yere,
İşte, vakti de gelmekte zaten,
Sana bakıyor Mevlâna.
Dün ağladım ben düşümde, yastıksa gözyaşı renginde,
İnanmasanız da gülen yüzüme,
Hem kendimden utandım, hem de yücelerdeyim,
Bilgeler sanki benim dostum, o an;
Mecliste söyleştikleri, ermiş kişilerden oldum.
Rüyâmdan gözlerimi açmaktayım,
Güneş olmuşum artık, şavk-ı gönlümle taşmakta,
Akarsu gibi çağlamaktayım,
Gerektiğinde gece gibi siyah, toprağın rengi ve sesinde,
Gerektiğinde derviş gibi seyyah,
Bir mevta gibi fevr-i ademe, yüreğimle bakmaktayım.
Her neysem ben, öyleyim tüm gözlerde,
Göründüğüm şekil bu, yaşanır tıpkı içimde,
Rüzgârım güneybatıdan, Dünyam da bildiğin gibi,
Yani, fani bir arz-ı küredir.
Dün, Mevlâna vardı düşümde,
Kim inanır ki, konuşacağına benimle?
Dün, Mevlâna vardı düşümde, Kim inanır ki, konuşacağına benimle?
hayır diyelim hayır olsun inşallah🙂 tebrikler şair yüreğinize.👍👍👍
bunu önceden de okumuştum yeni haliyle daha güzel olmuş .. saygıyla