Mevsim/siz
-I-
zaman
çelik çomak oynardı;
kımıltısız,
tasasız gün doğumlarında.
tırmanırken yamaçlardan
kuşburnu lezzetine,
umarsızdı içimdeki çocuk.
sevinçliydi rüzgar,
alabildiğine...
hayaller demlenirdi kelebek ayininde...
çocukluk rüyalarım sığmazdı usuma.
üzeri dantelâlı radyoda,
kanun yol gösterirdi segâha...
ilkbaharı kuşanırken mevsim...
II
terli yazın kucağında,
kulaçlardım denizi gözlerinde.
yeni yıkanmış çamaşırların,
lavanta kokusu ellerimde.
ısıtırdı evimizi sıcacık sevgimiz.
delişmen sevişmeler soyunurdu düşlere
eşikten sızan umutları,
mutluluk karşılardı.
ilkyazı kuşanırken mevsim...
-III-
huzursuz bir telaş takvimde.
dokuz doğurmuştu zaman,
veda edip isyasyonda,
vuslatı beklerken...
hasretle tanışan
sesimin tellerinden
ne kazaklar ördüm bilsen...
ahh bilsen...
orak ay(ı) ruhumu biçip,
ardından gelen güze teslim etmişti.
ansızın bastıran sağanaktan,
olgun bir başak boynunu bükmüştü.
sonbaharı kuşanırken mevsim...
-IV-
velhasıl;
kışı kuşandı mevsim.
ıslak aksim yansırken sulara
çiçek dürbünüyle göz kırpan iklim
gömüldü alın çizgime...
hüzünleri boşluğunda büyüten ağacın,
içini çürüttü yılların birikimi.
damarları kederle yüklü dalının,
y a ş l ı ve yaslı yaprağı
düştü çığlıklar içinde,
toprağın bronz tenli göğsüne...
şimdi yolculuk hangi mevsime!...
yütrğine sağlık cnm
çok güzeldi
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍