Mevsimsiz Ağıt
Sınıfta kalmış bir otel odasında
tahta kurusu yorgunluğuma pusu
yastığıma düşer, zülfü tarak
kir pas ve dökülen küller
kardeş payı, bir yarış edası
uyku yabancı bir misafir
üstelik habersizken , tanrıdan ...
Ah o sokaklar ,
atmışım kendimi
uluorta , zıpkın gibi !
seni görmeden henüz ,
damdan düşer gibi ...
Gece ağlamış
mavi çocuk , kara zından
sokaklar ıslak
ceketime süzgün , gözyaşıma karışık
şaşkınım !
evin yolu çoktan karışmış...
Demir soğuk , bank suskun
mapus kapısı
öyle aralık,
seni beklemişim...
Elim baskın, elin değil
elim keskin, emir değil
uyumadan uyanmış
rüyamda görmüşüm seni ...
Dağılmış bulutlar
ay şavkı tutarken yoluma
nedendir bilmem
yarım/ay kalmış geceye
yoldaş olmuş, gündüze ağlamışız...
Güneş gökdelenlerin tepesine doğmuş,
sen aldanmış...
Ben bir gecekondu mahallesinde
peçete satan çocukla tanışmışım...
Mevsimsiz bir ağıt ,
yitik düşerken geceye
Hala karanlık , hala yoksun ...
18.o6.2o14.