Mevta Tün
Huzurun en somut hali gecemiz,
gözlerimizde başkaldıran kaybetme korkusu,
dudaklarımız ezgiyle bürünmüş
dişlerimiz de kalbimize ritim tutmuş şarkımızın tınısı.
Ten uyuşmazlığına meydan okuyor gövdemiz,
sonra boyun boyuma
bacaklarımız nasıl da kitliyor bizi,
nasıl da tamamlıyor güneşle toprak gibi, geceyle ay gibi,
ana rahminde kalp atışları kenetlenmiş Tanrı'yla şeytan gibi!
Alacakaranlıkta uğurluyoruz tüm insanlığı yüklediğimiz
gemiyi deryalara.
Selamlıyoruz ölü bedenleri, suya hasret ölen sevgileri.
Onlar öldükçe yeşeriyor, biz yeşerdikçe ölüyor/muşuz,
bilmeden, huzurun en somut hali gecemizde.
Toprak nasıl da tutuyor göz yaşlarını güneşe hasret,
ay utana sıkıla doğuyor geceye bir tokat gibi, çaresizce.
Bizedir bu serzenişler.
Ana rahmini kara bulutlar sarmış,
dölleri savuruyor varoluşa savaş açmış şeytan,
Tanrı köpürüyor, insanlığa vurulmuş ey gaflet!
Kaybetme korkusu imdi kaybedenlerin öyküsü,
dağ taş yürüyor, şarap uyutmuyor,
a ş k uyutmuyor adamı!