Mezeydim

Gözümün ıssız mekânlarında ağlarken sana
Bir sürü şarkı biriktiriyorum şiirlerimden ezgileşen
Güneşin küskün zamanlarında şehri vururken uçsuz bir karanlık
Ve sayarken çocuğumun kumsala bıraktığı patik izlerini
Özlemi savururken ertelenmiş poyrazlara
Bir vapurun küpeştesine yazıyorum son mısraları

Eziğim biliyorum
Ağır bir postalın papatya tohumuna bastığı kadar
Üzerimde loş bir ışıktan artan çamur
Kirletiyorum uçurtma yollarını

Ölmek gerek yürümemek için
Ve gömülmek
Babamın ayakucuna

Zül geliyor
Bir çift gözün
Dünü itham eden bakışlarına
Ve yok sayarken
Sarılması kış güneşi misali
Martının ilk dansı gibi kanatlarını iliştirip yamacıma


Pişmanlığın tırnakları uzun gülüm
Tırmık tırmık çiziyor
Şakağımdan aşağıya
Kan gölünde boğuyor düşlerimi
Bir kaşıkta


Buruşturup atmak zor
Hayatın müsvettesini
Eski bir mahalle bakkalının ödenmeyecek borç defteri gibi

Bir kalemde karalamak
Zor
Geçmişin içi kof hikâyelerini

Boşver!
Demiyorum
İçi bulanık nehirlerden su içirdim sana

Öyle çiviledim
İsa misali
Avuçlarından beş para etmez tahta parçalarına


Unut!
Demiyorum
Yoksulluk avlusuna bırakan benim seni piç gibi
Ve dönen sen yine
Puştlaşmış yüreğime sararken pembe örtüleri

Bir tas çorbaya
Pay ederken yine

Isınırken
Buzullaşmış
Dört duvarı hanenin

Bakma gözlerime
Kahpe bir öykünün mezesiyim ben

Orospu masalarından artan...


Bu şehir eksik gülüm
Yüzümden düşen bin parça
Ben ağlıyorum sokak çeşmelerinden
Gözlerimin saklı köşelerinde

Kirpiklerimde
İmansız bir köşe kapmaca
Rüzgarsız ıssız mekanlarda

Müebbet mahkumun umudu gibi
Yalın ayak voltalar atıyorum
Cam döşeli avlularda

Dilimde
Özgürlük nidaları
Kelepçeler kırıyorum
Mermer pervazlara sürüp ellerimi

Gavur dinli bir hak edişin canını yakıyor
Bileklerim

Bileklerimde mor resimler...

08 Mart 2013 942 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (1)