Mezopotamya Kalbimde Yara
Mezopotamya kalbimde yara
İki cihan saklanmış gözlerine
Biri Dicle biri Fırat
Gel türküler söyleyelim gözlerinden
Geçmişi yâdetmek huzur veriyor
Tanrının kaderimizi çizmesine izin mi verdik
Yoksa karşı çıkmaya mı korktuk
Yaralar var henüz taze
Mandalina kokuyor sana beslediğim hisler
Çevremde ki kargaşada boğulsun herkes
Kusmuk tadı var her şeyde
Diyorum ki, mandalina kokuyor hislerim
Kaos var bu şehirde, şehir ise kalbimde, kalbim ise sende
Siren seslerine sığınmış sanki çığlıklar
Öyle korkak
Öyle ürkek ki
Bazen diyorum
Bazen
Sevmek lâzım her şeyi herkesi
Hatta, hatta Tanrıyı bile
Sonra diyorum
Sonra
Beklentiler üzmüyor artık
Eziyor
Boğuyor
Herkes mutlu olmak ister
O zaman ölsün herkes
Ama çiçekler dolsun kalbine senin
Hani en çok papatyayı seversin ya
Papatyadan olsun düşlerin
Uykuya dalan gözlerine de elbet doğacak gün
Al beni yanında sakla diye fısıldadım
Duymadı
Duydu da
Duymamazlıktan mı geldi yoksa
Kayadan oyulmuş sanki soru işaretleri
Beynim taşımıyor bazı şeyleri artık
Düşlerimde durdurdum zamanı
Yıl iki bin dört, iki bin beş
Şarkılar söylüyoruz önlü arkalı
Tanrı karalamış bizi içine katıp da kutsal kitapları
Günah değil mi dedim
Dedi ki;
Unutma
Bu yaşamda hiçbir şeye yeniden başlayamayacaksın/ız
Sonra sustum
Sadece sustum
Tebrikler üstadım yüreğiniz dert görmesin kaleminiz daim olsun güne düşen şiirinizi beğeniyle keyf alarak okudum nice şiirlere inşallah Sonsuz saygılarımla
Az ve öz yazan kaleminiz sağlam şiirlere imza atıyor şair kutlarım sevgilerimle