Migren Sancılı Delirmeler
Masamda birikmiş duman hüzmeleri
Nikotin ağacının müptelası hüzünlerim
Uykum firar
Betimlemeye çalışırken sancılarımı
Bin imge yetmiyor
Kılıfına uyduramıyorum
Yer çekimine yenik düşüp, bir köşede sızıyorum.
En ağrılı yerinde uykumun
Uzaklarda sesin
Yüzün beliriyor, koşar adım nefesine koşarken
Dudakların birbirinden ayrılıp;
-Gel burdayım vicdanımın azabı,
-Bütün beyazları giyip süslendim.
O an
Şizofren dürtülerim ağır basıyor
Ve sana geliyorum.
Sana yaklaştıkca
Ağaçlar daha yeşil, çicekler daha canlı
Baldan ırmaklar akıyor, rengarenk naif ötüşlü kuşlar şakıyor
Zılgıt sesleri yükseliyor sana on adım kala
Ve tam sana sarılacakken
Gözbebeklerin dolu dolu fark ediyorum
Yüzünden düşen bin parça, ve ağlamaklı
Yanaklarını dövmeye başlıyor yağmurlar
Islanmış dudaklarını birbirinden ayırıp;
-Ben sana ölmeye geldim, merhametini sevdiğim
-Sen sevilecek değil, yanında ölünecek adamsın
O an
Şizofren sevmelerim ağır basıyor
Ve diyorum ki;
Jilet kesiği kollarıma uzan
Ve ört gözlerini.
Acıtıyorsun her gece kaburgamın içinde öldüğünde
Bir çentik daha çiziyorum kollarıma
Bu ne illet bu ne keder.
Tutanaklara geçmeyen bir cinayetsin içimde
Geçmiş zaman sarmalında bir ahsın
Migren sancılı rüyalardan uyandığım her gece
Kan kokusu, yalnızlık kokusu ve ölüm kokusu mazi
Ziyan ettin beni en bereketli hasat vakti
Ellerime bıraktığın beyaz düşler
Sigara dumanında paslandı
Artık siyah bağıyorum yarınlara
Yabancı harflerle ağlamak istiyorum en çok
Uyamadan önce balkona asıyorum gözlerimi
Küf tutmadan kurusun
Susuyorum bazen
Ve o an
Şizofren duygularım ağır basıyor
Ve gülüyorum şuursuzca.