Mira'ya Mektup
.
"bekle beni..."
bu yağmur bizi ıslatır
yamalı gülüşlere inat
kıymetini bil
güzel olacak
hiç kimsenin ölmediği mevsimde
hiç ağlamadığımız kadar ağlamak
ben atacağım ayaklarımı
uçurumdan aşağı Mira
göğün mavi yüzüne taparak
çiçekli elbisene senin
ne varsa savurup katacak serin rüzgar
insanca bütün hüzünlerin
çimenleri koklasın geçip giden tren sesleri
düş çağırsın sepya bahçeler bırak
biz düşünelim öyle içli öyle derin
kopup giden tesbih tanesi bu son durak
şehrin dudaklarından öpsün ayrılmak
kavuşmak
ayrılmak kavuşmak
saçlarında serili ışıl ışıl muhabbet
çocuk parkları
unutalım seni be ey sefalet
bütün süsü püsü bu işte
kara boyanmış uzun tırnağı
gül yazmalı akşamlardan Mira
bir de bayram sabahından yetişip
tutmak istiyorum elini
biraz sonra mektup yaz şaşırt beni
gün doğumunu uyutmuşsun dün fotoğrafta
gözlerinden belli unuttum sanma
bu gidiş kağıttan günlerin kalbime doku nakli
avucunda tutma
takın yüzüne mahsun bir bakış
simli mi simli
dikenli tellerin ardına kaçma
kışlık umutlar biriktirdi cebimize şimdiki zaman
aman gözümün bebeği aman
söz
nar çiçekleri kirpiğine dolmadan döneceğim sana
şimdilik hoşça kal Mira
.
kopup giden tesbih tanesi bu son durak şehrin dudaklarından öpsün ayrılmak kavuşmak ayrılmak kavuşmak
çok güzel,
sevgiyle kalın...