Miş'li Geçmiş Hayat
Hayat bir tekamülmüş en temelinde,
Sırtlamakmış acıları taşımanın en yalın hali,
Eğer öyleyse...
Ne diye bunca özlem içimde,
Ne diye yutuyor dertlerin girdabı,
Yalnız olmak mıdır tercih edilen?
Tek başına kalmak mı?
İnan hiç bilmiyorum...
Duygular insanın kan kardeşidir sanırdım,
Kanlı bıçaklıymışız ziyadesiyle,
Öleceğini bile bile yaşamakmış insanlık,
Bir şeyleri unuturak yaşamakmış,
Duygular ise yalnızca his,
Uçurum değilmiş,
Hiçbir zaman,
Sadece uçlardaymış...
Sakınmakmış en temelinde hayat,
Sevdiğini söylememek,
Hatta gizlemekmiş...
Pişman olmamak için gizlemek,
Basamakların arasında ezilmektense,
Kapıdan hiç girmemekmiş...
Sakınmakmış hayat en temelinde,
Kurumaktan ziyade hiç kanamamakmış...
Gece ve gündüz aşıklara aitmiş meğer,
Ayırt edemediğimi farkettim ikisini,
Vazgeçtiğimi farkettim,
Seherin vaktini beklemeyi,
Bir halt sanardım bunca yıl,
Güneşi yüzüne doğurabilmeyi,
Meğer ben değilmişim mesele,
Doğacak bir nedeni olmakmış...
Doğamadığımı farkettim,
Zifirinin en dibinde,
Öyle bir farkındalık ki bu,
Ne memnun kıldı beni,
Ne de huzur verdi...
Yapbozun parçaları gibi hayat. Her şey birbiri ile etkileşim halinde. Tek parça uzak düşünce bütüne, olsun diyor. Eksik olsa da farketmiyor, bütün anlaşılıyor diyor. Bazen bir kaç adım geriye çekilmek gerekiyor bütünü ya da hayatı daha iyi görebilmek adına. Şiirin anlatım dilini çok sevdim, konuşma diline yakın okur ile yakınlık kurabiliyor. Tebrik ediyorum, kaleminize sağlık. Sevgiyle..
Başarılar , nicelerine...
Sezen demişti ya "hep karanlık..." 🧿