Miyop Anlar Sendromu
-Gözyaşlarımdan akan sadece keder olsaydı
yanaklarımda kururdu da imha ederdi kendini. -
Ne insanlar geçti sırtımdan:
Zihnimde bir kasımpatı edasında dikildiler yıllarca
Sonuna koştuğum ömrün adım başında
geriye dönmem için yalvaran ilham perileri
ve gecenin o ağlamaklı, şafak gözleri.
Doğmak dediğin üç sayfalık öykü
neresinden tutup neresinden çevireceğine kalmış.
Oysa ölüm için yazılan kitapların kara örtüleri
kollarımda bileklik, yüreğimde zulüm.
Seni gördüğüm güne ağıt olsun!
Yer çekimi gibi bedenim:
Göğe asılı kalmış tüm kâbusların varış yeri.
Ne kadar felaket varsa
pejmürde tarih aralıklarına sıkışmış
Hepsi sende saklı/ bende sus.
Yaprakların yüzeylerine göz sürüyorum buralarda
Damarlarından akan sevgi benimkine denk midir?
Gözyaşlarını defter arasında kurutan
parmak uçları donarken sevgiliye selam duran
sen miydin?
Yoksa Tanrı mı avlanıyordu ara sokaklarda?
Ellerinin şeklini hatırlamak isterdim
sonra avuç içi çizgilerini.
Hayat çizginin ikinci çatalında tersine döndü adımlarım da
geri dönüş yolunu dejavu sanıp kayboldum
Oysa dudaklarından akan her hatıra
göze yürek satan ahitler misali çarpıyordu
sol şakağımın ayakucuna.
Söz renginde kumaşlar sarmalıyorum
dağların etek ucuna
Kulağımı çalan seslere tebessüm edip
yere düşen yaşları sepetimde topluyorum
Ben Araf'a geri dönmek istiyorum!
Cehennem dediğin iki sayfalık öykü
Bir nefeslik beden yangını.
Gözyaşı dediğin ruhun terini dışarı atması.
-Nefesime ses katan gözlerin mi
Yoksa Tanrı mı ağlıyor hikâyenin acı sonuna?-
''Ne insanlar geçti sırtımdan: Zihnimde bir kasımpatı edasında dikildiler yıllarca Sonuna koştuğum ömrün adım başında geriye dönmem için yalvaran ilham perileri ve gecenin o ağlamaklı, şafak gözleri. ''
Satırlar ruhuma işledi ilmek ilmek , güne çok yakıştı eser Kutlarım gönülden
Sevgilerimle.
Söz renginde kumaşlar sarmalıyorum dağların etek ucuna Kulağımı çalan seslere tebessüm edip yere düşen yaşları sepetimde topluyorum Ben Araf'a geri dönmek istiyorum! Cehennem dediğin iki sayfalık öykü Bir nefeslik beden yangını. Gözyaşı dediğin ruhun terini dışarı atması.
Takılıp kaldım...🤐 Okuyacağım tekrar ve tekrar Ne çok sevdim ben sizi...Şiirkoliğin genç beyinleri...Öpe koklaya okuyorum her yazdığınızı , elimde değil , yeriniz çok başka...Hep kalın yanıbaşımızda olur mu? Sizi okuyup umutlanalım geleceğe , biz ikindi çaylarımızı yudumlarken siz pırıl pırıl yeni günler doğurun bize.
Çok güzeldi sevgili Hilal, kutluyorum🙂
Damıtıp da geliyorsunuz kendinizi ara ara . Uzağı gönlünüzle arşınlıyorsunuz sözümona göremeyen gözler yerine .
" ... Doğmak dediğin üç sayfalık öykü neresinden tutup neresinden çevireceğine kalmış. ..."
Atın içinizdeki zulümleri efendim , atın .
İşinize yaramaz onlar...😎
Varın gelin gülün siz hep , gülün olmaz mı ? 🙂
Sağlık , mutluluk ve de hep ama hep sevgiyle kalınız...