Mızıkçı Hayat

Toz toprak içindeyim

Enkaz altında 

Yapayalnızım

Ayaklarım çıplak gözlerim yaş

Oyun bozan mızıkçı hayat

Gülmedi birtürlü yüzüme

Kırılmış cam parçaları gibi

paramparça umutlarım

hayallerim ve bedenim

Yıldızlar sönük gün karanlık 

ay ışığı buz gibi şubat soğuk

Üşüyorum..........

Üşüyorum..........

Ağam paşam beyim

sen hiç çaresizlik yaşadınmı

bilirmisin ne demek

çaresizlik.........

Sözcükler boğazıma düğümlenir

Oysa çok şey istememiştim hayattan

Gözüm gönlüm tok

bir parça huzur ve kuru ekmek

yeterdi bana

Fazlalığım sanki dünyada

Çok da koymaz ölüm bana

Kalmadı kimseden beklentim

Benim türkülerim yanık olur

dokunur insanın yüreğine

Kader dediler inandım

Alın yazısı dediler boyun büktüm

Güzel günler ne kadar da uzak

Sevdim ben

iyiyi güzeli hatta çirkini bile

hep mızıkçıydı hayat benim için

Taşa dönmüş yürek 

duymaz acıyı feryadı

döker timsah gözyaşlarını

Kafam karışık

Hangisi güzel

hangisi doğru

övünmek içinmi 

çıkarıyorlar enkazdan bizi

şaşkınlık içinde el salla gülümse

gülümseyebilirsen

Akrep acırdı halimize

ha varım ha yok

hayatım iki kelime

geldim ve gittim

yalnız bir can borcum var yaradana

Bağışlayın beni helallik verin

Oyun bozan mızıkçı hayat

kopar köklerimden 

sende kurtul ben de............

Not : Yurdumuzda yaşanan deprem

felaketlerinde hayatını kaybeden 

canların mekânı yurdu cennet olsun 

yaralılara acil şifalar dilerim 

geçmiş olsun TÜRKİYEM