Mola Aralarında
Acı veren hoşnutluk.
Uyuyamadığımı gördü ve 'Kadınlar
çok karmaşık, erkeklerse çok basit.
Ben basitim. Sen de öyle olmalıydın.' dedi bana.
adelıa prado
sordu
telefon kablolarının öbeklendiği yerde yuvasını hazırlamakta olan güvercin
sordu siyah renkli sırt çantama
çıplaklığıma
tırnaklarımın arasında biriken kirlere
sözlere kıtır kıtır doğradığım saçlarıma
sordu kan çanağı gözlerime uykusuzluğuma
sonra güneşe döndü
gidiyor bu
çamurlu botlarımda kaç yaşam tükenmişti
bıraktığı izlerde kaç karınca can çekişmişti
ve dünya bir tane miydi
şu cennetle cehennemi saymazsam
sana düşlerim
ne zaman yazdığım notları
karalamalarımı
Türkiye kokulu
tut ki Dünya kokulu
heyecanla iletmişti
ben ki çentikler atmıştım
yeryüzünün karanlık duvarlarına
hepimizin adına
yaşadığımız acılar için
Che Guevara
Pablo
ve Nazım için
Küba'nın kıyılarında
Ernest Hemingway
ve dost
Fidel Castro için
Yaşlı Adam ve Deniz adına
tüfeklilere korkusuzca çatmıştım
güvercin usu işte
gidiyor bu
güneşe seslenmişti
hey dedi gömleğinin arkası yırtık
ateş kasırgalarından mı
eskisi gibi gülmüyorsun
horoz çiçekleriyle neden konuşmuyorsun
oysa bir tek sen korursun onları
bir tek sen
yakarsın ışıkları
ve yola düştüğünde en iyisi bu dedi kendi kendine
en iyisi sevmemek
bir daha alabildiğine
ya da sevmek dedi bu kez de
sevmek
yüreğine koşabilene
ölürcesine saygıyla eğilmek
Uyuyamadığımı gördü ve 'Kadınlar
çok karmaşık, erkeklerse çok basit.
Ben basitim. Sen de öyle olmalıydın.' dedi bana.
adelıa prado
sordu
telefon kablolarının öbeklendiği yerde yuvasını hazırlamakta olan güvercin
sordu siyah renkli sırt çantama
çıplaklığıma
tırnaklarımın arasında biriken kirlere
sözlere kıtır kıtır doğradığım saçlarıma
sordu kan çanağı gözlerime uykusuzluğuma
sonra güneşe döndü
gidiyor bu
çamurlu botlarımda kaç yaşam tükenmişti
bıraktığı izlerde kaç karınca can çekişmişti
ve dünya bir tane miydi
şu cennetle cehennemi saymazsam
sana düşlerim
ne zaman yazdığım notları
karalamalarımı
Türkiye kokulu
tut ki Dünya kokulu
heyecanla iletmişti
ben ki çentikler atmıştım
yeryüzünün karanlık duvarlarına
hepimizin adına
yaşadığımız acılar için
Che Guevara
Pablo
ve Nazım için
Küba'nın kıyılarında
Ernest Hemingway
ve dost
Fidel Castro için
Yaşlı Adam ve Deniz adına
tüfeklilere korkusuzca çatmıştım
güvercin usu işte
gidiyor bu
güneşe seslenmişti
hey dedi gömleğinin arkası yırtık
ateş kasırgalarından mı
eskisi gibi gülmüyorsun
horoz çiçekleriyle neden konuşmuyorsun
oysa bir tek sen korursun onları
bir tek sen
yakarsın ışıkları
ve yola düştüğünde en iyisi bu dedi kendi kendine
en iyisi sevmemek
bir daha alabildiğine
ya da sevmek dedi bu kez de
sevmek
yüreğine koşabilene
ölürcesine saygıyla eğilmek
Bu muazzam şiirinizi nerede okursam o an aklıma Latin Amerika'nın dünyaya mal olmuş büyük üstadları gelir.Hele ki Pablo o an aklımdan uzun zaman çıkmaz şair... .......GÜN İÇERİSİNDE OKUDUĞUM EN FARKLI/EN MÜKEMMEL ŞİİRDİ.........
Federico, Dünyayı görüyorsun. Yolları görüyorsun, Sirkeyi görüyorsun; Birkaç ayrılıştan, Taşlardan, raylardan gayrı, Kimseciklerin kalmadığı, Köşeden: Duman ha deyince, Zalim tekerleklerine; Hoşça kalları görüyorsun, İstasyonlardaki..