Mola Mira
Genç bir kadındı Mola Mira
Ne zaman bahçeyi süpürse
toz bulutları arasında bir beden türeyiverip
açık kalan ağzına doluşan iblisler
yüreğinin yüreciğine ardı sıra siner
kaçardı bu şeyden
Yine bir sabah Mola Mira
[Bir kova su döktü kapısı önüne
Tel tel buğday tanesi süpürgesiyle
başladı toprak kokulu parfümünden sıkmaya
her gün başına üşüşen dumanlar yoktu
Yoktu bugün dev gölgesi, hayaleti hayaletinin!
iblisler yine bekliyordu
hem de daha çoktular
Açılacak ağzına koşmak için Mola Mira'nın
sinmek için diğerleri gibi
onun dolmaktan pıhtılaşmış yüreciğine.
Elleri tutmadı, kâğıttan bir haber uçuşurken
[kapısında
Yeterince yüklü kalbi kaskatı oldu biranda
kovamadan iblisleri, üfledi bu sefer yüklendiği yerden
[şiddetlice
Oysa alışmıştı şeytanlar Mola Mira'ya
O ise onlara hane edilmeye
_Yavrularım
diye okşardı bilmeden bu kalabalığı
Bir gün nefesini dahi alacağını tahmin edemezdi Molla Mira!