Monolit
Gece vebalı bir hasta gibi
Kendini sahile sermişken
Ufkun sonunda bazı şehirlerin
Küçük teknolojik alet ışıklarını andıran
Kızıl, mavi, beyaz karışımı ışıltıları görülüyor
Burası, oradan o kadar sessiz ki
Bastığım kumlardan kara basar gibi ses geliyor
Şehrin mırıltısını ayaklarımla eziyor olmak
Bir zafer yürüyüşü gibi benim için
İğrenç görünümlü tek tip, ama
Hepsi farklı isimli arabaların
Korna seslerine hükmetmek
Terli insanların sevişmek için
Saatlerce dans ettiği diskoları
Bir öksürükle susturmak
Manitunun erdemlerine sahip olmak gibi, hâşa
Kuma yalın ayak basmak
Buğday dolu çuvala elini sokmaya benziyor
Küçüklüğümde yaptığım gibi
Yaz en çok gece güzel oluyor
Hem rahat giyiniyorum
Hem terlemiyorum
Denizi ilk gördüğüm anı hatırlıyorum da
Nasıl kumsaldan bu kadar yüksekte ve taşmıyordu
Bu beni ilk anda korkutmuştu
Denizi bir kış günü görmüş olmam da
Bunda etkili olabilir
Dalgaların göğsüme göğsüme vurması
Hem beni heyecanlandırıyor
Hem de ağzımdan derin nefesler almamı sağlıyordu
Akdenizle tanışmam oldukça tuzlu olmuştu
Gece denize doğru bakmak
Üzerinize gelen karanlığa bakışlarınızla direnmek gibi
Dalgaların ayaklarına kuduz köpüklerini bulaştırması
Isırıldığımızın kanıtı
Zehri ne zaman belli olur bilmem ama
Panzehir kılık değiştiriyor
Bunu en sahte oyunculukta görebiliyorum
Gün doğumunu görmekten nefret ediyorum
Sabahın kızıl ışığının beni ısıtmasından tiksiniyorum
Bu yüzden sabahladığım bazı gecelerin sonunda
Pencerelerime battaniyeler astım
Bu sebepten geceyi bitirmeden eve dönmem gerek
Vampir değilim
Sadece gecenin insanları yutuşunu
Uyuz bir it gibi yalnız kalışımı seviyorum
Bundan ölesiye haz alıyorum
Ve Homo Sapiens'e özeniyorum
Size günaydın
Bana monolit geceler...