Mor
sustu
ve
göz altlarındaki
mor çiçeklerine bir yenisini daha ekledi
korumasızdı
yuvası
çocuklarca bozulmuş bir serçe kadar
//
kentin varoşlarında
yoksulluğun bitmeyen şarkısına eşlik ediyordu
sokak kedileri
onunsa sevdası
annelerin kucağında yarı aç yarı tok
uykuya yenilen bebeler gibiydi yüreği
bir yanı hep eksik
//
bu hazan
penceresi
acemi bir ressamın tuvaliydi sanki
dışarda toprak kokusunu demleyen
yağmur
lirik bir şiir nakşediyordu sabırsızca
o
her sabah
yapraksız bir papatya dalı gibi
avuç çizgilerinden yüzüne beliren
çizgilerden öğrenmişti
içinde taşıdığının
yanındayken bırakabileceği izlerinin masumiyetini
//
yastığı
ihtimallerin de aşktan sayıldığı
sürgün edilmiş bir dilin
ürkek imgelerine sığınaktı
//
uyudu