Mor Külah
ö l ü y a p r a k l a r ı n k i r l i e l l e r i
yazılan son satır
gizli bir iz
f ı r s a t
avuçlarına dökülenlerle sınırlı
soru işareti bile sorgulayamaz acımı
g ö k, bahar sarısı
deniz dalgalı
ö m ü r, balığın şişkin karnında
kız sallanır durur uzakta
mendili başımdan geçer anlatamaz sancıyı
masum masum
parmaklarımın gönlü bulutlanır
görünmez olur ufuklar
bendeki a ş k
tufanın orta yerinde bağırır çığlık atar
dinlenemez kırmızı nar
mor külahlara sarılı dondurmanın meyvesinden
ılık nehirler akar
z a m i r
senin yerine asla geçemez
ki senin yerin asla dolamaz
yenileri biraz mutluluk verse bile
t ö v b e
köşe başını dönünce
ancak kendisine yer bulur
günahkar beden
saf ruhu yavaşça savurur
k ü l l e r
aşağı sokağın soba küllerine eklenir
griler etrafta
cadde sorgularda yaşlanır
yeşil yeşil üstüne eklenince
benim duam kabul olmaz
kesme işareti ile kesilince en başından hayatım
illa bir aksilik olur
ve k e n d i m, kendimin intihar mektubunu bulurum
b u b a y a t n u m a r a l a r
boyattığım duvarlara kazılı dururken
inandığım
uğruna okuduklarımı yaktığım
buzdan yapılmış sandalım
alır götürür
bitmekle bitmemek arasında gidip gelen içimi
k a ç m e v s i m
yaza gelmek için can atar
oysa ki
benim hüznüm hep sonbaharda
öylece durur eylülün kollarında
d i ğ e r ü ç m e v s i m
olduğu yerde güzelleşir
kış beyaza vurulduğunda
ilkbahar çiçeğe sarıldığında
sonbahar sarılıklara aşık olduğunda
ki ancak o anlarda
benim senim canlanır
ancak o anlarda canı hatırlanır...
06.09.13