Mor Menekşem
Ey sen,
İlk aşkım,
Tatlı telaşım,
Endişem, neşem,
Mor menekşem.
Adım adım izledim de seni,
Ne an serpilip tomurcuklandın,
Ne zaman erdin en güzel çağına,
Varamadım hiç farkına!
Ne bilsin,
Ekip dikmeyen,
Dibine su dökmeyen,
Torağını eşmeyen,
Nereden bilsin değerini bir nadide çiçeğin?
Bilirdim sevmeyi,
Dağı, kuşu, denizi ve kadını.
Eğitip büyütsün diye,
Etmeseydi Rabbim seni bana hediye,
Bir menekşenin,
Bu denli güzel olduğunun varmazdım ayrımına,
Değişirdim sevgisini belki ben de bir kediye...
Biri kıracak menekşemin dalını, filizini,
Kaybedecek yolunu, izini diye,
Kaçar oldu geceleri uykularım.
Anlamadım,
Ne değişti birden,
Görünür oldun gözüme son günlerde bu kadar güzel neden;
Ve neden kıskanır oldum ben,
Bu denli mor menekşemi herkesten?
Her çiçek,
Kendine has,
Kendine münhasır,
Her çiçek özel,
Hasır yapılan saz bile güzel.
Ya da sarmaşık,
Olsa da şımarık ve sırnaşık,
Bazen pişman etse de bağa bahçeye dikeni,
Var mı daha tez serpilip taze görünen?
Hanginizin gönlü kalmadı bir gülde,
Bir başkadır çünkü kokusu, rengi,
Çalıp gidesi gelir insanın bir taze tomurcuk gördüğünde;
İyi ki korur onu dikeni.
En naif çiçektir menekşe,
Narin ve masum...
Yaşayamaz ilgisiz ve sevgisiz.
Sıcak vurur, kurutur;
Soğuk çarpar çürütür diye,
Kâh gölge oldum üstüne.
Kâh titredim kışta kıyamette senin için menekşem ben de tir tir...
Biri çalıp gidecek diye
Gözüm pencerede bekledim akşama dek!
Menekşem,rengin asaletin rengi,
Manasız, utanıp kızarman.
Yanlışın olmadı hiç olmazda senin,
Geldi ki zamanı tomurcuklandın.
Sen de artık çoğalıp artmak istersin,
Pembe hayaller,
Gümüş taç,
Senin de hakkın.
Çiçeklenmek istiyorsan eğer,
Ne pembe,ne mor,
Durma bembeyaz aç bu sefer.
Ey menekşem,
Nerede güneşin,
Neresi kök salacağın toprak,
Gelip istesin, seni ona vereyim;
Sen erdemlisin,
Şerefinle şanınla seni nişanlayıp evereyim.
Gönlümüzün en nadide çiçekleri Menekşeler rengiyle, kokusuyla, varlıklarıyla neşe katar hayatımıza tek dileğimiz mutlu olmaları elbette... Menekşe'ye ve onun sevenlerine selam olsun..