Muaf Yıllar
Saçlarım ilk defa yana taralı
Sandalyenin üstüne çıkıp
Kendimi arıyorum aynada
Yetişmiyor tabi boyumuz
Henüz çocuğuz daha
Herkesin dilinde bir övgü
Ay çok yakıştı oğluma şeklinde gevşetmeler
Ay sen şimdi okullu mu oldun demeler
Ay ne şeker şeysin senler
Bende de en saftiriğinden sırıtık bir surat tabi
Birinci sınıfa başlıyoruz arkadaş altı üstü
Sanki damat olduk da dünya evine giriyoruz
Daha çocuğum
Ne gerek var sırtıma yüklemeye bu kadar kamburu
Yola düşmeden daha
Demek gelmiyor tabi insanın aklına
Yazdık ya çocuğuz daha
Beyaz yakalı
Kapkara önlüğümü giymişim
Kalemim defterlerim ve çantam
Ve başlar alfabe ile ilk tanışmam
Ne heyecan ama
En azından ilk birkaç hafta
Neticede öğretmen çocuğuyuz
Alışkanlık var öğretmene ve okula
Ali Sıraya Gir ile başlayan okuma fişleri
Uğur Topu Tut
Uğur Sıraya Gir
Diye değişti zamanla
İsim çok olunca zat- ı âlimde
Sağ olsun öğretmenim yazmış
Sermişti iplere
Maksat alışsın arkadaşlar
Öğretmenimin en sevdiği ismime diye
....
Evimiz okula yakın
Zaten kasabada
Her yer her yere
Herkes herkese yakın
Mesela bizim oralarda okul servisi yoktu hiç
Belki de ülkede yoktu
Malumunuz yıl daha bin dokuz yüz yetmiş yedi
Kim kaybetmiş ki biz bulalım servisi
Olsa da gerek yok istemem hani
İki adımlık yol
Arkadaşlarla güle oynaya gidiyoruz
Yok ki daha keyiflisi
Bırakın servisi minibüsü
Pantolonu yamalıymış
Önlüğünün düğmesi kopukmuş
Defteri yokmuş
Babası zenginmiş fakirmiş
Önemli değildi bunlar o zamanlar
Okul vardı devletten
Öğretmen vardı baba mesleğinden
Hababam olamasa da sınıfımız
Kel Mahmut olamasa da
Saçınızı okşayan müdürümüz
Hafize Ana olamasa da
Yüzümüze gülen hademelerimiz vardı
Hepimiz birer Damat Ferit değilsek bile
Güdük Necmi de değildik hani
Gizli inek Şabanlar vardı tabi
Ama gizli inek
Bilirdik de yüzüne demezdik
Naber lan inek diye
Doğallık saflık ve insanlık var tabi o yıllar
Yazdık ya bin dokuz yüz yetmişli yıllar
Daha heyecan verir oldu zamanla
Öğrenmekten çok
Bütün iticiliğine rağmen
Teneffüs zilinin tiz sesini beklemek
Futbolundan tutun da
Kovalamacalar
İtiş kakışlar
Kavgalar
Yırtılan önlük
Burundan akan kana bulanmış yakalık
On on beş dakikalık teneffüse ne sığdırırsak artık
O zamanlar
Benim favorim kantinde simit satmak
Zil çalar çalmaz o karanlık kantine koşup
Camı açıp simit satmaya başlamak
Niyeyse keyif verirdi bana
Belki sebebi
Ortamdaki simit kokusunu duymak
Belki de
Babanın verdiği ve cepte ganimet gibi korunan
Bir simit parasından fazlasına dokunmuş olmak
....
Ve bir çırpıda büyüdük
Olduk orta okullu
Ve bir bakmışsın gelmiş seksenli yıllar
Esir almış ülkeyi ayrışmalar
Duvardan duvara savuran fırtınalar
Gece sokağa çıkamamalar
Odunluklara zulalanan kitaplar
Kömür yığını altına gömülen silahlar
Ölüm haberleri
Altıncı filolar
Gezmişler ve nice canlar
İşkenceler kabuslar
Atlatılamaz travmalar
Arkadaş yazdık ya çocuğuz daha
Nereden çıkıyor bu kavgalar
Mahallede top oynayarak büyümüş
Zamanla ayrışmış
Bir birine düşman
Kavgalı bıçaklı abiler
Birbirinin yüzüne bakmayı bırakmış
Akşama kadar kahvede kağıt çeviren babalar
Ama hastalıkta ölümde
İlk koşan yine onlar
Siyaset bir annelerin arasını açmadı o yıllar
Bir de biz çocukların
Hala daha da can arkadaşlar
.....
Büyüdük tabi biraz daha
Dersler değişti
Dertler değişti
Ergenlik
Sivilce
Terleyen bıyıklar
Durmadan değişen lakaplar
Değişen organlar
Değişen kızlar
Arkadaşlar
Her sabah köşe başında buluşulur
Her akşam orada vedalaşılır
Ertesi güne randevu alınırdı
Ama önce daha çok iş var tabi
Daha sokakta maç yapılacak
Kız tavlanacak
Pastanede limonata içilecek
Sıradan ergen halleri işte
Anladınız sanırım
Geldi artık liseli yıllar
Değişti havamız birden bire
Saç şekilleri
Konuşma hareketleri
Replika replikler
Önceden canlı yakar top oynadığımız kızlar
Canımızı yakar oldu zamanla
Tabi bizde de değişti zamanla onlara bakışlar
Ee büyüdük tabi
Değişmeyen tek şey okul yolları
Ve yol arkadaşlığının curcunası
Aşkı
Meşki
Hasreti
Nazım'ı
Cemal'i
Edip'i
İlk öpüşmesi
Kasığı kasan ağrılar
Can yoldaşı aynalar
Saça sürülmüş jöle ve limonlar
Taverna müziği
Arabesk
Türkçe pop
Rock metal
Break dans
Rap
Barış Manço
Bob Marley
Ahmet Kaya
Müslüm Baba
Kopya çekmeler
Daha çok çekmeler
Daha da çok kopya çekmeler
Dersten firar edip
Denize girip yüzmeler
Derede balık avlamalar
Gizli randevular
Tuvalet ve muhtelif zula yerlerde sigara içmeler
Disiplin kurulunun kapısında boynu bükük beklemeler
Öğretmen insaf ederse
Tek ayak üstünde dikilmeler
Daha çok arkadaş
Daha çok spor
Daha çok kitap
Daha çok Atatürk
Daha çok sol
Daha çok cumhuriyet
Daha çok siyaset
Daha çok ihlal
Daha çok ihmal
Daha çok ihtilal
Daha çok sokağa çıkma yasağı
En zoru yıl sonu vedalaşmaları
Ödev mi
Nereden çıkartıyorsunuz canım bunları
Kim uğraşır onunla
Ders öncesi sırada biraz kurcala
Gir sınava
Netice de kopya denen bir şey var
Değil mi ama
Kitaplar dolusu tanımadığım isim
Gidip göremeyeceğim memleketler
Yazmakla bitmeyen tarihler
Çizmekle bitmeyen şekiller
Sayfalar dolusu enteresan cisimler
Arkadaş yazdık ya çocuğuz daha
Gezmek tozmak
Tozutmak varken
Ne işim olabilir ki benim dersle kitapla
Müsamere ve münazara
Tiyatro ve folklor
Resim müzik beden
En favori dersler
Gerisi boş
Genciz ergeniz arkadaş
Neymiş efendim
Matematik fen fizik kimya
Gelecek kuruyormuş insana
Bize ne efendim
Bize yeter iki artı iki
Ekmek alırken çok mu lazım
Kosinüs kotanjant
Pisagor Kant Tesla
Lafın özü
Bir Hababam değildik belki ama
Az buz da keratalık yapmadık değil hani
...
Kimi hala gönülde
Kimi nerede bilinmez
Bitmez dostluklar dergahı
Unutulmaz geçiyor okul yılları
Ne çabuk geçti bitti
Azametten
Endişeden
Kederden
Kaygıdan
Para hırsından
Egodan
Sorumluluktan
Muaf yıllar
..
.
İnsan okurken, üç aşağı beş yukarı yaşadığı bütün süreçler geçiyor gözlerinin önünden. Adeta bir anı belgeseli izler gibi okudum. Tebrik ve saygılarımla.
Koskoca yılları dile getirerek bitirdin. Tüm öğrencilik yılları öne serdin. Helal olsun sana. Bizleri de o devirlerde yaşattın. Beğeniyle okudum. Kutluyorum seni o şairi. Yüreğine bin sağlık.