Muamma

Hangi karanlığın boğuşmacasından kaçmaktadır
Ayaklarına yorgunluk prangası,
Ellerine dua kelepçesi vurulmuş ruhsuzlar ordusu..
Yürüyen el fenerlerinin hışırtısındandır
Tarihe olan öfkem.
Soru sormak cüretinde kayboluyor
İltihap bağlamış yaralarım.
Hasta bir adam, niçin ölmelidir?
Her şey
Kumların üstünde yalınayak yürüyebilmek için mi?

Zehretmek sanatı icra eden
Milyarlarca insanın ortasında ölü doğuşumu
Açıklayabilir sosyologlar.
Ama iki kedi sevişirken
Diplerinde patlayan atom bombasını,
Ne siyaset bilimciler açıklayabilecek,
Ne de zihinlerine akrep zehri sızdırılmış küfürbazlar sürüsü.
Öyleyse
Ölebilirim rüzgarsız sonbaharlarda,
Pekala ağlayabilirim, nedensiz.
Ama küfürlü şiirler yazamam!
Ayıplarlar, hor görürler.
Kapalı kapılar örterler kutsanmış acziyetime.
Yalnız koyarlar pörsümüş rüyalarımı...

İtiraf ediyorum:
Havlayan köpeklerin tiksinçliğine taktığım kadar
Takmadım normlar hiyerarşisine.
En azından anarşist yaftası vuramayacaklar esmerliğime.
En azından yalnız yürüyeceğim...
Çocuklarıma öğreteceğim ilk şey
Kumarbazlık olacak.
Çünkü
Benim bilmediğim şeyler kurtaracak dünyayı.
Çünkü
Ölmeliyim.
Her şeyin ilacı zaman değilmiş.
Yine de son sözü hep alınyazısı söyleyecek.

Peki
Dünyayı kurtarmalı mıyız?
Peki
Hangi dünyayı?

Geçmiş zamanın mahcubiyetiyle
Şimdiki zamanın mahrumiyeti arasında sıkışmış
Çocukluğum.
Gelecek diye birşey yoktur çünkü.
Bütün günahlarım geçmişe ait.
Sen bir tövbe olabilirsin.
Bunun için,
Seni bozmamak için,
Hıncımı dizginleyebilmek,
Yaralarıma tuz basabilmek için,
Seküler sancılar çekmem gerek.
Kabullenmem,
Aydınlanmam,
Terk etmem gerek.

Bunun için dilenciler üşüyor.

Ve gökten bir mezar taşı yazısı düşüyor:
Gelecekler gelmeyecek çocuklar!

17 Temmuz 2015 99 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar