Muharrem İle Söyleşi (1)
"Bırak bu ayakları."
Ben önce seni seçtim Muharrem,
Sonra şaşı gözlü bu şişeyi...
Sana hep varıcı gözüyle baktım;
Senin için masayı donattım.
Salataya muhabbet,
Haydarinin içine biraz dedikodu kattım.
Bana bir baksana Muharrem,
Ne kadar masumum,
Var mı bir kusurum?
Var mı kabahatim?
Beylerde yok benim rahatım!..
Anasının gözü çıktı bu anason Muharrem,
Fena çarpıyor...
İki kadehten sonra
İnsan olmayacak şeyler anlatıyor!
Bu anason var ya Muharrem,
Aynı sen gibi len;
Hem güldürüyor,
Hem ağlatıyor!..
Sen niye suskun duruyorsun?
Yine eteklerimle mi oynuyorsun?
Biliyorum,
Bir şey söylesem kızacaksın...
Ben sussam,
Sen azacaksın!..
Ya, bu duvar yine gidip gidip geliyor!
Masa yerinde duramıyor,
Masa oynuyor!
Masaya dikkat et!
Mezeler düşecek!..
Bi fırt çek be Muharrem,
Bi tarafın şişecek!..
Bir kadeh ,
Bir kadeh daha,
İçtikçe içtim...
Bir dünya açıldı önümde,
Yıkıldım geçtim!
Bir ter boşandı tenimde;
Bir hararet peyda oldu içimde;
Çöl sıcağı mıdır?
Yar kucağı mıdır?
Bilemedim Muharrem!
Kendimden de geçtim;
Senden de geçtim;
Ben nereden geçtim?
Ayıkla beni Muharrem,
Link hattımda arıza var;
Kanaldan kanala geçtim!..
Şaban nerde kaldı?
Şişede ne kaldı?
Kafamda ne kaldı?
Benim kafam var mıydı Muharrem?..
Len, olsa sana varır mıydım!
Len, ben hala karın mıydım?
Hoop!
Ben hala buradayım,
Duruyorum.
Şişe yerinde duruyor mu?
Sana soru soruyor mu?
Demek ki aklım başımda...
Bu şişe kaç yaşında?..
Yapma Muharrem;
Etme Muharrem;
Daha Ramazan gelmedi...
N'olur gitme Muharrem.
Ben sensiz olamam.
Ramazan'la hiç olamam.
Elimde şişe,
Bayrama nasıl varayım?
Muharrem,
Canım,
Müsaade et, seninle kalayım.
İlk göz ağrım benim.
10.09.2006 Eskişehir