Mümkün Değil
MÜMKÜN DEĞİL
Ne kadar da çok değişmişsin Karadeniz,
Heybetin, öfken nerde kalmış!
Yılların yorgunu musun diyeceğimde,
Dilime dolamak zor gelir işte;
Sokak lambasının sırdaşı olmasam,
Hani bir de o koca sevdanı duymasam,
Bağrımda atanla birlikte savrulurken,
Diyeceğim ki mümkün değil...
Saçların aynı, dalga dalga,
Gözlerin bademden sıyrılma zaten,
Kıvrımlı dudaklarında eskimişlik,
Sevdanı dile getirememekten mi acep derken,
O da kanayan bağrına
Kızılca şarabının rengi desem, ki sanmıyorum;
Külkedisinin şehrinde kalmamış olsam,
En tenha sahildeki kapışmalarınla,
Diyeceğim ki mümkün değil...
Her şeyi silmiş olduğunu düşünüyorum,
Önce kendimi sonra seni kandırırken,
Vallahi de yalan mı bilmiyorum;
Hani aşkın yok da öfken nerde diye!
Kavuşmaz doğrular misali gezegende,
Dilime dolaşan bir çift sözde;
Rüyalarına saplanmışlığımı hissederekten,
Diyeceğim ki mümkün değil...
Yaz baharı kışa vurdum;
Savrulsa ne yazar baştan aşağıya ömrüm,
Kara gözlerinle tutuşmuş sevdam,
Kandile-köze ne gerek var;
Nefes aldıkça şöyle böyle,
Bir sen kaldın sahilde yarı delice,
Akbabaların temizlediği düzlükte,
Atan da neymiş hele şu içimde sence;
Diyeceğim de mümkün değil...
Düşlerde olmasa ne yapar insan,
Maviyi hayale, beyazı karaya boyarsan,
Binlerce yüksekten atıp bir bakışla,
Zaten mahrum kalmış, yüreğimde sevgin,
Olmaz ki milyonlarca kırarsan;
Yaşarım deyip, umarsızca tavrıyla;
Diyeceğim ama mümkün değil...
Unuttum yeşilini, dağını, toprağını,
Sinende yükselen güneşin adımını,
Kahretsin derince düşlerin pençesindeki beni,
Kesip atacağım kahrımdan,
Acımadan, inanarak dalgandan;
Sen de gel ardımdan diye bir solukta,
Buluşma düşüyle mahşeri ayanda şöyle,
Diyeceğim ama mümkün değil...
Mümkün değil Karadeniz mümkün değil...