Münzevi
bir garip münzevi şimdi yüreğim
bin aşktan çıkmışçasına yorgun
biçare şimdi hallerim
kimsenin göremediği gözyaşlarım var
damla damla akıtırım gönlüme
kimseler silemez nemli yüreğimi
teselli kar etmez anılarım var benim
bir daha tekerrür etmeyecekler
zamanın çarkları arasında şimdi onlar
doğranıp atılacak, hatırlandıkça yakacaklar
bir garip münzevi şimdi yüreğim
bin aşktan çıkmışçasına yorgun
kanlı zaferlerden geliyorum
vatanı istila olmuş kral gibiyim
oysa galibi yokmuş aşkın
sahibi çoktan ölmüş onun
bir varmış, bir yokmuş gibiyiz
hüzünlü bir aşk hikayesiyiz
elveda edeceğimizi bile bile sevmişiz
ya da elveda eden herkes gibi sevmemişiz
bir garip münzevi şimdi yüreğim
bin aşktan çıkmışçasına yorgun
yabancı kıyılara vuran dalgalarım var benim
vatansız adalardan kumlar çalmışım
inci ile mercanımı yaban ellerde bırakmışım
göğün altında yerin üstünde çağlayıp coşmuşum
yalnızlığı özgürlük saymışım
tutsaklık nedir bilmez bir kalbim var benin
vakit gelince çekip gitmişim
acılar boğarken nefesimi
acı bir tebessümle de olsa gülmesini bilmişim
bir garip münzevi şimdi yüreğim
bin aşktan çıkmışçasına yorgun
hiç sevmemişçesine özgür...