Müphem
büyük saltanatım var dünya denen bu handa
cinler süvarilerim şeytanlar da piyade
rüzgar benim emrimle yakar yıkar bir anda
bin bir lisan bilirim kurt kuş emre amade
büyük saltanatım var dünya denen bu handa
Meryem’ in dudağında kelamıyım tanrının
ol dersem oluverir gerçekleşir her istek
kalbinizin dağında kabusuyum sanrının
öl dersem ölüverir adınız kalır bir tek
Meryem’in dudağında kelamıyım tanrının
sus sürülmüş dilime içime akmış yaşlar
dinmemiş hiç gözlerim çağlamışım kaç asır
korkulu sanrılarım ve bitmeyen telaşlar
yürek gayyada yanmış ağlamışım kaç asır
sus sürülmüş dilime içime akmış yaşlar
kavmim sırtını dönmüş ve bir asa kırılmış
hak kelâm dile gelmiş turi Sina dağında
gökte yıldızlar sönmüş ay ikiye yarılmış
yontma taşlar devrilmiş rüzgarın dudağında
kavmim sırtını dönmüş ve bir asa kırılmış
dile gelirsem şayet kanla beslenir toprak
güneş batıdan doğar, gün geceye darılır
gerçekler ömrümüzden dökülür yaprak yaprak
suya yazılır kader su ikiye yarılır
dile gelirsem şayet kanla beslenir toprak
müphem bir sancı tutar sallanır tüm kainat
cüzzamlı dudaklardan bir ah çakılır göğe
hak ki yerini bulur tüm zulümlere inat
zahiri şirret hayat bir gün takılır göğe
müphem bir sancı tutar sallanır tüm kainat
dil aciz yürek suskun gözlerim an dokuyor
günahkarım ezelden kalakaldım arafta
söz yitik lisan harap ellerim kan kokuyor
sevda bu yana düşer vuslat öbür tarafta
dil aciz yürek suskun gözlerim an dokuyor
toprağa ayak vursam fışkırır birden zemzem
uzak dursun vesvese arındım günahlardan
cennet sizlerin olsun gönül almaktır elzem
kurtulurum elbette ben de bir gün ahlardan
toprağa ayak vursam fışkırır birden zemzem
zahir; belli
şirret;huysuz, kavga çıkarmaktan hoşlanan,
gayya;Cehennemde bulunduğu varsayılan bir kuyunun veya derenin adı.
müphem; belirsiz