Muştular Olsun

Bıçak kesiği dilimdeki
Tüm sözcükleri sitemleri topladım,
Bir ucu yırtık gönül heybeme.
Tüm umutlarımı vurarak sırtıma,
Elveda dedim tüm hüzünlü şiirlere
Sana ve
Şafağı sökmeyen sancılı gecelere.
Zikretse de gönlün ben kokan gayeni
Bu gece son gecem
Gidiyorum demir aldım bu limandan
Muştular olsun...

Sığınmışlığıma acıyarak her dem
Kem baktı gözlerin.
Ne aşkına esir ne de,
Emrine amadeyim.
Yutkunduğun sözcükler tıkasa da boğazını
Döndüremez dönemeçlerden
Ne yakarışların ne de
Buz kesiği dudakların.
Feryatlarım damla damla azaldı,
Sensizliğin acısına alıştım
Gidiyorum mülteci gönül şehrinden.
Hadi sevin,
Muştular olsun...

Yok artık içi boş mahzenlerinde ne senin
Ne de sevdan için ağıt yakmak..
Vurdum durmazlığınla
Dökülürken düşler bir bir kirpiklerimden.
Bu gece gözlerimi başka gönülde uyuttum.
Sabahlamıyor artık içimdeki hüzünler.
Sus pus olmak varmış vedalardan önce,
Geçde olsa anladım.
Bir ayrılık busesi mührettim dudaklarına,
Anla artık işte gidiyorum geldiğm gibi sesizce
Hadi sevin
Muştular olsun...

Gitmelere ramak kala sur germe önüme.
Sus sorma neden
Nereye gidiyorsun diye.
Aç kalmış öksüzlüğüne inat,
Dönüşü umut etme.
Bütün göz yaşarlarımı sana bırakıyorum,
Umudun mührü yüreğinden kazınsın diye.
İki dudağının arasından çıkmayan,
İhtiraslarını,
İtiraflarını fısılda şimdi.
Küf kokulu soğuk odanda.
Bağır çağır!
Yen öfkeni.
İster çığlık çığlığa,
İstersen sessizce!!