Mutluluk Kadar Ağyar
Sahipsizdim,kimliğimden bi haber...
Yokluğunun rüzgarı sürtüyordu
yanaklarımdan parmak uçlarıma
Ve ben bir haziran gecesinde üşüyordum sensizliğe.
Yetim gecelerim karanlık sabahlara doğuyordu haykırarak ismini
Güneş gülmüyordu gökyüzünden iklime
Deniz mavisine küsmüş
Varlığım kendinden uzak
Gözlerimde ayrılığın matemi
Dilimden ismin düşer kırık kalemin ucuna
Ne çare...
Şimdi hadi tam da şimdi
Uzat ellerini üşüyen kalemime
Tut yüreğimden
Çevir yüzünü yüzümdeki gölgeye
Sus...
Tek sözün cinayet sebebidir,
öldürme can çekişen ruhumu
Bedenimden vazgeçmişken
Sesinden sensizlik dökülmesin soframa.
Durup kıyısında isminin bir soluk alayım
İzin olsun yüreğinden.
El süreyim asil gölgene
Ya da saçlarının yelinden sözcükler doğurayım.
Senli yağmurlar yağsın kıraç topraklarıma
Bedenim ıslansın varlığının rengiyle
Bir yol ver...
Aklansın gündüzlerim,gecelerden vazgeçtim.
Gül teninde unuttum gülüşlerin en heybetlisini
Sofranda bıraktım kısık tonda muhabbetler kitabını
Odamızın duvarına asılı kaldı mutluluk denilen söylem
Şimdi sensizlik imtihanı
Yokluğunda isyan
Yaşamak zor zanaat
Ölüm kurtuluş muydu fikrince
Ölmeyen ne yapsın bu sensizlikte...
Eyvallah...
Kader dedik eğdik boynumuzu kııçtan keskin
Göğüs kafesimde binbir boşluk
Dolması imkansız
Gözlerde tükenmez yaşlar
Avuçlarımda sıcaklığın
Dilimde hala aşk var...
Söylenecek sözler
Umutsuz bekleyişler.
Hadi tam da şimdi...
Tut ellerimden yar
İnan gözkapaklarından aşkı içtiğim kadın
Sen olmadan nefes almak
Bana mutluluk kadar ağyar...