Mutluluk Var Olmaktır
çatıları ben korkutmadım
onlar uzak kaldılar
kırmızı damlar
ay ışığında dönsek oyunlar
sakat çocuklar ve güvercinler
palyaço kılığında bir acım vardı
pencereleri açıp panayırları seyrettiğimde
mutlu olanını kendime aldım
kalmadı
sonra uçsuz bucaksız bir masaldı
bastonuna yalvaran topal adamlar
söyleyemiyordum ona
mutluluk var olmaktır
senden daha az koşanlar vardı
sürünenler yada bir çıkmazın duvarına umutlar yazanlar vardı
dedikçe kuşlara imrenen öyküler
geçerdi gökyüzünün çıldıran mavisinden
inanmazdı
büyüdü yel ile savrulan dileklerim
bulutlar yalan söyledi
avuttu güneş çıldırtan sevinçleri ile
ama doymadı
insan olmak öyle bir şeydi
senin ellerin niçin daha uzun
aşkın dudağından geçerken
niçin kısa kalır ellerim
cevap vermedi dağın ardına inen ışık
sakla kendini kalbim
susar konuşur kalbim
perdeler açar kapatırım düşlerimi
sabah iyidir her zaman
iyidir gülünce sabah
derdime derman
üşüyor musunuz kahve rengi şallar
masum olanınız şarkı söylesin
merdivenleri tırmanan kadın dursun
söylesin kalbimizden geçenleri
bu gün panayır
havada esen sonsuzluktur desem
aniden dudaklarımı öpeceksiniz
işte mutluluk bu kadar kısa
bu kadar kısa kalır göğün alnında
toprağın bağrı ekmek kokusu
elleri büyük bütün seneler çadır açtı
adam adamın sırtından yuvarlandı
üç beş misket akıttılar çukura
biz sevindik yüreğimizi yumduk
duymuyor musunuz uzun bir yol
lütfen sarılın bize
lütfen sarılın hemen
kış uykusu gibi bembeyaz
anılar uçmaz buradan siz yoksunuz
bakın kızıl bir güneş katılıyor ileride
ileride bir yol ve akşamlar
dalları kırık eski bir bahar
selam verirse size
kapanıp uyuyabilirsiniz içinize
yarın şaşkın bir sabah yolu uzatır
yolu uzatır
mutluluk var olmaktır
aşka ve ufka doğru.
Herkese göre değişik bir tanımı olsa da en güzeli içinde ve özünde...🤐