''naaşım Gülecekse!...''
Eli ayağı buz kesmiş,
gözler ve dudak mosmor...
korkunç belki görüntü...
işte böyledir belki düşü..
umuda sarılmış ağlıyorken hayat,
düşünceleri eskimiş sahi çok bayat...
bir gün olacak diyecek melek ''hadi yat!''
Soğuk bir kış günü sıcak suyla dökülür;
toprak!...
Her günahın bagıslar ,
toprak!...
Aç dört bir yana sarıl sarmalan bembeyaz pamuk,
iş bu ya vardır yine az biraz içinde umut!
Var git yoluna kefeni mefeni unut!...
Sana kalem olsun en büyük tabut!..
Bir gece Bir solukta Bir avazlık seste,
dur sakın kıpırdama sen ki çokça aheste...
Korkma eller sallanadurur cenazelerde..
2 kolun arasına alırlar baş,
dövecek dizlerini anayla kardaş...
Uğurlar olmasın mı be naaş gülümseyecekse...
Ve bir yol ayrımı bir beyaz bulut,
Sana giden beni öyle unutturur...
Bırakırsan bir başına , savaşın ortasında...
Kalır mı bende bir gram merhem umut!..
Sen yine de gönlünü çokça ferah tut!..
Klavuzu bulunur karanlıgı bitireceksek,
tek çare olmaz gidilecekse...
mendiller sallanmasın cenazemde...
bu birvasiyet değildir de...
ağlanmasın naaşım gülecekse!...
değer belki o vakit ölmeye!..