Narlı Sokak...
Bir Pazar sabahı,
Seninle ilk karşılaşmamızdı.
Tamda yaz ortasıydı.
Bir bücürün pabuçlarını bağlarken,
Arada bir gülümsüyordun.
Sanki pabuç yerine gönlümü bağlıyordun.
Sonra öyle bir gidişin vardı ki,
Tıpkı kuğu gibi süzülüyordun.
Ben öylece ardından bakıyordum.
Bakmıyordum.
Sanki kırk yıllık parçamdan ayrılıyordum.
Ve...
Ezberimdeydi artık narlı sokak...
Her köşe başı, her kaldırım taşı,
İstesen,
Sevdamıza olurdu en âlâ durak...
Lakin, gittin gideli bir narlı sokak, birde bu gönlüm böyle çorak...
(yorgunkalem)