Nasreddin Hoca
Doğdu Sivrihisar Hortu köyünde,
Dünyayı dolaştı nükte ününde.
Nasrettin Hoca’yla güldü yüzümüz,
Latifeyle cici bici sözümüz.
Öğretti tatlıca kalbi kırmadan,
İğneli söyledi hiç bıktırmadan.
Birlikte yol aldı Karakaçanla.
İşi yok idi mal, para ve şanla.
Tebessümle düşündürdü, uyardı,
Kıvrak zekâsıyla sözü kotardı.
Güldürdü âlemi olmadan gülünç,
Kırk yıllık sirkeyi vermedi ödünç.
Felsefi mizahtı, değildi alay;
Yoksa bu zamana gelmezdi kolay.
Yermeden kusuru hoş eleştirdi.
Gönül ile aklı uz birleştirdi.
Ukalayı alt etmeyi severdi,
Çıkarıp cüppeyi kavuğu verdi.
İlim ve hikmette güçlü müderris,
Olmadı makam ve postta muhteris.
Bilmek için çalışmada manayı,
‘Ya tutarsa’ diye çaldı mayayı.
İncelikle eleştiren fikirdi,
Ciddiyeti güler yüzle bildirdi.
Çıkarcı kişiye kazan öldürdü.
Kurnazlığı sezip tepsi döndürdü.
Bir okkaydı ciğeri yiyen kedi,
‘Bu ciğerse kedi nerede?’ dedi.
Aymaz kişilere ders vermek derdi,
Fırsatı bulunca ipe un serdi.
Yaşantıda babayani insandı,
İnancında salih bir Müslümandı.
‘Ye kürküm ye’ dedi hürmet esvaba,
Ahali utandı böyle cevaba.
Eşeğe ters binip ederken veda,
Dönmedi ardını dostuna vefa.
Akşehir’de açık kilitli türbe,
Halkın sevgisidir en büyük rütbe.