Ne
Kanun umursamaz,
Kıldan ince ruhu,
Secde ediverdi sevgilisinin önüne.
Kim bilir kaç düzine ay bitirdi böylece?
Kaç uçurtmanın ipini kopardı,
En zirvede;
Rüzgardan habersiz,
Böyle sorumsuz?
Ve böyle işte,
Daha ne?
Öylece gitti dedi.
Bedenim ayaklarının altına,
Yapışmış bir çamur, bir pislikten,
Farksızken,
Öylece gitti.
Gelsin dedi sonra.
Bunu emir tonunda söylemedi.
Yükünü henüz boşaltmış,
Bir merkep gibi,
Öyle bitkin,
"Gelsin"
Döküldü ağzından.
Artık demedi.
Beklemeye tahammülü vardı,
Ama aksi yöne gitmeye,
Şansı yoktu .
Hakkı yoktu onu bu kadar üzmeye
Her b*ktan hikaye gibi,
Ayrılmışlardı işte.
Buna alışabilir,
Fakat sızlanamazdı.
İlk aşkını,
Tam altı senede unutabilmişti.
Bu öyle değil diyordu.
Eşine dostuna bu farklı,
Bu sefer çok farklı diyordu.
Durdu durdu,
"O gidince annemi özledim"
Cümlesi söküldü dudağından.
Gözlerim dolmadı,
İçim sızlamadı,
O gidince sadece durdum.
Öncesinde ne yaşadım,
Unuttum fakat,
Bu farklı.
Diyordu.
Oysa arkadaşları,
Ondan bu sözleri,
Kaçıncı defa duyuyorlardı,
Altmışına merdiven dayamış,
Asasının pürüzleri yok olmuş,
Derisine benekler konmuş,
Bu genç delikanlıdan.
Bu farklı diyordu yine,
Bu sefer evleneceğim kadını...
Evlenmeyi s*ktir et dedi;
Sustu sustu,
"Yaşayacağım kadını buldum"
Ekildi kulaklara dilinden.
Kimileri bir günde unuttu,
Sevdiğini.
Çok yazık ettiler,
Ömürlerine.
O kalmayı sürdürdü,
Gidene doğru.
Dönmek bir kenarda,
Bekleyedursun.
O itiraf edemese de,
Beklemeye alışıktı.
Beklemeye,
Aşıktı.
Aşıktı işte,
Daha ne?
Düşünmem gerek.