Ne Ak İdin / Ne De Kara
Yıkık dökük hayatların birer parçası,
Olup çıkmışız gazap dolu denizlerin
İnleyen dalgalarından.
Nereye baksak
Nereye dokunsak
Tüm izler savrulup
Rüzgarla oradan oraya gitmiş,
Kaybolmuş.
Ne masumiyet
Ne de saf duyguların ten kokusu...
Hiçbir şey
Ama,
Hiçbir iz kalmamış,
Maziden geleceğe...
Devrim çekici vurmuş gibi,
Denizde vurgun yemiş gibi,
Akıllar bulanık ,
Yürekler dağınık..
Ruhlar,
Sırattan geçememiş,
Ameller saklanmış,
Günahların hoş,
Sevapların nahoş,
Olduğu bir alemin çekimindeyiz.
Katiller meçhul..
Tanıklar kör,
Mil çekilmiş yürekleri.
Savaşlar,
Çılgın kuduz gibi,
Yasaklar tatlı bir efsun,
Ne diller,
Ne gözler,
Ne de eller...
Hepsi suskun,
Hepsi âma olmuş..
Bülbüller yok olmuş,
Güller solmuş,
Hercailer ağlamakta,
Kardelenler intiharda.
Doğa küs gibi sessiz,
İnsanlığın ayıbına suskun,
Akılların çıldırdığı bir an,
Bir düşün ardından gelen kabus gibi,
Gerçekler sıra sıra dizilmiş,
Muhakeme günü gibi,
Yalanlar gerçek,
Gerçekler kayıp.
Kahramanlar yenik,
Zorbalar kral,
Halefler selefleri örtmekte,
İzler görünmesin diye...
Arar durur beşer,
Unutmuş sanki şaşar,
Şaşkınlığı çevreye mi?
Yoksa kaybettiği ruha mı?
Bilinmiyor,
Ne yazılanlar,
Ne de okunulan satırlar,
Ayıbın kaftanı giyilmiş gibi,
Kral çıplak,
İnsan boynu bükük,
Deccal gelmiş gibi,
Kimi onu,
Kimi bunu,
Kimi de bir başkasını suçlar.
Ama görmez misin?
Ey İnsan!
Tek göz dediğin alnındaki iz,
Tanrılar dediğin senin kibrin.
Muhakeme yakın,
Senaryosu hazır Tanrıdan,
Muhakemenin aslı Meleklerden,
Şimdi kalk ve titre,
Unuttuğun düşünceyi hatırla,
Kardeş mi gerçekti içinde,
Yoksa kibir miydi yüreğinde,
Ne ak idin,
Ne kara,
Kuru bir toprak iken,
Ne idi seni canlandıran,
Sana ruh üfleyen,
Şaştın işte kabullen,
Yenildin zevke şevke,
Kabullendin kibri üstünlüğü,
Şimdi düşün taşın.
Sen misin yücelen,
Yoksa,
Kibir mi seni alçaltan,
Düşün ve bul,
Dünya inim inim inlerken,
Figanını duyan sen misin,
Yoksa,
Unuttun mu geldiğin kabristan toprağını....