Ne Zaman...
Ne zamanki hayat dizelerini boğazıma dizer
Yutkunuşlarımı şiire dökerim.
Bir palyaço gülüşlerinde saklı
Ağlayış olurum hemen.
Gözyaşları mefkûrem.
İstanbul`da Marmara olurum
Oltalar atarım hayata,
Bir martının çığlığına gizlerim sesimi
Gemilerin seslerinden ürkerim
Susarım çığlıklarım içimde dönence.
Denizli'de horuz sesiyim
Gururun kıyılarında yüzerken
Nefes almayı unutan,
Kıç üstü yere yapışan...
Beni İzmir`de gör
Tepecikte satılık bedenlere
Fikri satılmışlıklarımın
Daha adice olduğunu anlatırken.
Beni İran`da görmelisin
Bıyıkları yüzünü kaplamış amcaların
Türkler ağabeyimizdir yakınlaşmalarından sıyrılmış
Coni gülüşlerde saklıyım.
Ben Afganistan`da,
Yüzüklerini parmaklarından sıyırmış
Kurtuluş savaşımda annelik eden
Burkalı hatunların
Coni peşkeşçisi pezevenkliklerine soyunurum.
Bir sesim ben
Ne zaman içim yansa
Çatacak kimse bulamam
Dizelere saklanırım.
Ben Kıbrıs'ta yemyeşil bir hattım
El altından satılmış varlığımın
Kuzeyinde yaşarım,
Süngülere takılmış kafataslarında
Sürtük politikaların
Fahişe şişelerinde sabahlarım.
Ben insanım
İçin için yanarım dünya halklarına
Baş kaldırırım bazen
Ayrılıkçı diye damgalanırım.
Benim adım şair
Şiirlerimde dize dize savaşlar açarım
Çocukların ölümüne engel
Savaşlar veririm...
Şiir kere şiirim ben...