Nebahat Abla
falım sakız ağzında,
sokağın en başından
bir şak gıdı, en sonuna.
elinde süpürge,
yine kapısının önünde
birtanesin sen
nebahat abla.
pencere pervazı menekşeler,
günün ilk ışığında
suya doyar.
nebahat abla,
ibibik sanki
en erken o kalkar.
pek bir cazgır,
çok efendi,
lafını hiç esirgemezdi.
dilinden balı,
elinden işi eksik etmezdi.
ah nebahat abla
nerede kaldı senin gibisi.
Osmanlı, cumhuriyet,
İstanbul, mahrumiyet,
boşuna uğraşma,
arama, doğu-batı tek paket.
bul sen nebahatı
denk gelirsen, bir ara ziyaret et
geleni gideni eksik olmazdı.
çekemezdi çok lakırdı.
misafiri ayakta ağırlar,
tek dakika oturmazdı.
makine olsa dayanmaz,
bu izzet ikram neden...
nebahatı kimse anlamaz.
üç erkek anası!
pek erken gitmiş kocası.
bir derdi evlatlarını,
gözünün nuru, nakış nakış evini,
Allah, nazarlardan saklasın.
zerre dert bulmasın,
nebahat ablayı.
büyüğün getirdiğini eve sokmadı.
iki kat lüks eve kattı.
çok sever, pek sayılırdı.
yine de çok titiz az çatlaktı,
kırk mektep bitirse gelini
tövbe!
ona ayak uyduramazdı
üzmezdi kimseyi,
pek sağlam şerbetçiydi.
bir yolunu bulur,
her işi bir şekle uydurur,
vekil olsa kasıp kavururdu.
ah nebahat abla
hayrandı herkes ona...
anlat anlat bitmez ki
yir-mi-dört cilt ansiklopedi.
kadın, hatun, ana, kız, bacı, sevgili.
çok eskide kaldı,
şimdiler de numunelik onun gibileri.
arasan ayarında entarinin, işli tülbentin
oyadan masa örtüsünün altını
ancak bulursun
nebahat ablaları
ah be nebahat abla!
sen doğurmadınmı
nebahatciği...
nereden kaptı bu sefaleti.
üç-beş takla, bir-iki taktik,
yediğimiz gol frikik.
var bu işte koca bir gedik,
yardım et Nebahat!
biz bu hale nasıl geldik.
bizdede var nebahat abla.....tebrikler...teşekkürler....