Nebris

Koşmayı severdin sen
ve kargını gerip perdah ederdin acını...
Kitaplar yoldaşın olurdu bu uğurda.
Uykunun koynuna salmadan evvel, bedenini
bir sezeryan inlemesi dikerdin göbeğinin üstüne.
Bense bitkindim, üretemeyecek kadar
ve fakir; huysuzluğumun yamacında...
Nebris giyerdim vardıkça sana ve bitiş çizgisi
ayaklarımın arasından kaydıkça;
gözyaşı şişesini perçinlerdin, susuzluğundan...

Çelişkin zımbalarken, sözcüklerimi
tırnak aralarımdan çocuklar ürerdi
saklandığın tambura doğru...
Güneşi ıslatmaya niyetli.

Çocuksu sevinçlerini saklardın.

At yelesinden bir kumbaraya
daha çok;
bezgin bir çatı katına benzerdi o zaman
çocukluğun...
Gözlerinin en aşina olduğu gerçeği kucaklamak isterdin,
ve bir suç nüshası sayarak yapardın bunu.

Kırmızı karanfilleri, mor üfleyerek kuruturdun.

Düşsün diye bir yeşil hiddetle
içsin diye toz zerreciği benliğini.
Omuriliğinde açtığın pınardan...

22 Ağustos 2009 15 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar